Ms. Yüzb.English Vocabulary Set
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn Inglés From Turco
Learn Inglés From Turco
Practique preguntas conocidas
Manténgase al día con sus preguntas pendientes
Completa 5 preguntas para habilitar la práctica
Exámenes
Examen: pon a prueba tus habilidades
Pon a prueba tus habilidades en el modo de examen
Aprenda nuevas preguntas
Modos dinámicos
InteligenteMezcla inteligente de todos los modos
PersonalizadoUtilice la configuración para ponderar los modos dinámicos
Modo manual [beta]
Seleccione sus propios tipos de preguntas y respuestas
Ms. Yüzb.English Vocabulary Set - Marcador
También te puede interesar
También te puede interesar:
Ms. Yüzb.English Vocabulary Set - Detalles
Niveles:
Preguntas:
316 preguntas
🇹🇷 | 🇬🇧 |
Eski evim yeterli değildi. | My old house was not enough. |
Giyinme odam var. | I have a dressing room. |
Arabada bir kedi var. | There is a cat in the car. |
Evde bir kedi var. | There is a cat in the house. |
Masada bir tava var. | There is a pan on the table. |
Mutfakta insanlar var. | There are people in the kitchen. |
Okulda öğrenciler var. | There are students at school. |
Masada bir kuş var. | There is a bird on the table. |
Bahçede kediler var | There are cats in the garden |
Odamda oyuncaklar var. | There are toys in my room. |
Odamda kitaplarım var. | I have books in my room. |
Okulda öğretmenler var. | There are teachers in the school. |
Bahçede bir havuz var. | There is a pool in the garden. |
Bahçede iki kedi var. | There are two cats in the garden. |
Zamanımı boşa harcamak istemem. | I don't want to waste my time. |
Oğlumu okula götürdüm. | I took my son so school. |
Akşam 7'de işyerinden ayrıldım. | I left the workplace at 7 PM. |
Eve geldim. | I came home. |
Yatağımı yaptım. | I made my bed. |
Gece yarısında | At the midnight |
Torunlarımın biri | One of my grandchildren |
Torunlarımın ikisi | Two of my grandchildren |
Çocuklarımın biri | One of my children |
Arkadaşlarımın biri | One of my friends |
Çocukların biri | One of the children |
Arabaların biri | One of the cars |
Kitaplarımın dördü | Four of my books |
Ağaçların ikisi | Two of the trees |
Elmaların biri | One of the apples |
Evlerin bazıları | Some of the houses |
Kitapların hepsi | All of the books |
Çocukların bazıları | Some of the children |
Çocukların hepsi | All children |
Ebeveynlerimin ikisi | Both of my parents |
Arkadaşlarımın bazıları | Some of my friends |
Iş arkadaşlarımın bazıları | Some of my colleagues |
Oğlanların biri | One of the boys |
Kızların biri | One of the girls |
Elvlerin biri | One of the houses |
Ne yazık ki, malesef | Unfortunately |
Bayram | Feast |
Bayramın ilk günü | The first day of the feast |
Köyümüz | Our village |
Köyde kimse yok. | There is no one in the village. |
Geçen hafta | Last week |
Her gün | Every day |
İnsanlar kilo vermek ister. | People want to lose weight. |
Daha az meşgul | Less busy |
İki öğün yemek yerim. | I have two meals. |
Buna aralıklı oruç denir. | It is called intermittent fasting. |
İş yerim evime yakın. | My workplace is close to my house. |
Spor salonunun patronu | Boss of the gym |
Sadece kadınlarla çalışırım. | I only work with women. |
Kadınlar kaprisli. | Women are capricious. |
Size katılıyorum. | I agree with you. |
Sabırlı olmalıyım. | I have to be patient. |
Temmuz ayında | In July |
Gelecekte | In the future |
Saksı | Flowerpot |
Yeşil bitkiler | Green plants |
Bal kavanozda. | Honey is in the jar. |
Sarı saçlıdır. | He has blonde hair. |
Deniz konseptini tercih ediyorlar. | They prefer the marine concept. |
Ben tv izledim. | I watched TV. |
Bahçede yürüdüm. | I walked in the garden. |
Ali duvarı boyadı. | Ali painted the wall. |
Ali Veli ile oynadı. | Ali played with Veli. |
Veli Ali ile konuştu. | Veli talked to Ali. |
Kapıyı açtılar. | They opened the door. |
Kapıyı kapattık. | We closed the door. |
Anneme yardım ettim. | I helped my mother. |
Babam bugün çalıştı. | My father worked today. |
Çok çalıştım. | I studied a lot. |
İngilizce öğrendim. | I learned English. |
Pazar günü okula gitmedim. | I didn't go to school on Sunday. |
Dün uyumadım. | I didn't sleep yesterday. |
Dün dışarı çıkmadım. | I didn't go out yesterday. |
Dün Hamburger yemedim. | I didn't eat hamburger yesterday. |
Geçen hafta bir film izlemedim. | I didn't watch a movie last week. |
Dün futbol oynamadım. | I didn't play football yesterday. |
Geçen hafta parkta yürümedik. | We didn't walk in the park last week. |
Salı günü parka gitmedik. | We didn't go to park on Tuesday. |
Ali öğretmenle konuşmadı. | Ali didn't talk to teacher. |
Zeynep Cuma günü okula gelmedi. | Zeynep didn't come to school on Friday. |
Bir kitap okudun mu? | Did you read a book? |
Beni aradın mı? | Did you call me? |
Kahvaltı yaptın mı? | Did you have breakfast? |
Ne zaman kahvaltı yaptın? | When did you have breakfast? |
Ne zaman kalktın? | When did you get up? |
Okula ne zaman gittin? | When did you go to school? |
Eve ne zaman geldin? | When did you come to the house? |
Kötü kokar. | It smells bad. |
Evliya Çelebi parkına yakındır. | It is close to Evliya Çelebi park. |
Oğlum iyi futbol oynamaz. | My son doesn't play football well. |
Zinde olacak. | He will be fit. |
Hepsi | All of them |
Kur'an okumayı öğrenir. | He learns reading Quran. |
Çok uzakta | Far away |
Yani, ... = bu yüzden | So, ... |
Ege benim ikinci oğlum. | Ege is my second son. |