İncebay Z's English Vocabulary
🇬🇧 » 🇹🇷
Learn Turco From Inglés
Learn Turco From Inglés
Practique preguntas conocidas
Manténgase al día con sus preguntas pendientes
Completa 5 preguntas para habilitar la práctica
Exámenes
Examen: pon a prueba tus habilidades
Pon a prueba tus habilidades en el modo de examen
Aprenda nuevas preguntas
Popular en este curso
Aprende con fichas
Modo manual [beta]
El propietario del curso no ha habilitado el modo manual
İncebay Z's English Vocabulary - Marcador
También te puede interesar
También te puede interesar:
İncebay Z's English Vocabulary - Detalles
Niveles:
Preguntas:
110 preguntas
🇬🇧 | 🇹🇷 |
Can I help you? | Sana yardım edebilir miyim? |
Can you help me? | Bana yardım edebilir misin? |
Where is the bus stop? | Otobüs durağı nerede? |
How can I go to the airport? | Havaalanına nasıl gidebilirim? |
Where can I buy some souvenirs? | Nereden hediyelik eşya satın alabilirim? |
I was a student. | Ben öğrenciydim. |
I was a child. | Ben bir çocuktum. |
They were rich. | Zengindiler. |
They were our friends. | Onlar bizim arkadaşlarımızdı. |
I was busy. | Meşguldüm. |
I was sleepy. | Uykuluydum. |
We were in İstanbul. | İstanbul'daydık. |
We were busy. | Biz meşguldük. |
I will be a doctor. | Ben doktor olacağım. |
They will be happy. | Mutlu olacaklar. |
She wasn't happy. | Mutlu değildi. |
Ali was very tall. | Ali çok uzundu. |
Ayşe wasn't very tall. | Ayşe çok uzun değildi. |
They were with us. | Bizimle birlikteydiler. |
Ali and Veli were friends. | Ali ve Veli arkadaştı. |
Ali and Veli weren't friends. | Ali ve Veli arkadaş değildi. |
My mom was at home. | Annem evdeydi. |
My dad wasn't in London. | Babam Londra'da değildi. |
My elder son doesn't look like me. | Büyük oğlum bana benzemiyor. |
My elder son takes after me in terms of character. | Büyük oğlum karakter olarak bana çekmiş. |
When my elder son was born, ... | Büyük oğlum doğduğunda, ... |
After the delivery, I didn't want the baby. | Doğumdan sonra bebeği istemedim. |
When you bring up your kids, ... | Çocuklarınızı büyütürken... |
I want them to be respectful. | Saygılı olmalarını istiyorum. |
I want you to sleep. | Uyumanı istiyorum. |
I want you to come. | Gelmeni istiyorum. |
I want MY BROTHER to run. | Kardeşimin koşmasını istiyorum. |
What do you want ME to do? | Benden ne yapmamı istersiniz? |
What do you want MY FATHER to do? | Babamın ne yapmasını istiyorsun? |
We don’t want her to watch Elsa. | Elsa'yı izlemesini istemiyoruz. |
They wanted ME to submit my paperwork. | Evraklarımı göndermemi istediler. |
They wanted ALİ to submit his paperwork. | Aliden'ın evraklarını göndermesini istediler. |
I want my students to read books. | Öğrencilerimin kitap okumasını istiyorum. |
I want my students to learn many things. | Öğrencilerimin birçok şey öğrenmesini istiyorum. |
I want Ahmet to help me. | Ahmet'in bana yardım etmesini istiyorum. |
I want to help Ahmet. | Ahmet'e yardım etmek istiyorum. |
I want to help mum. | Anneme yardım etmek istiyorum. |
I want mum to help me. | Annemin bana yardım etmesini istiyorum. |
I have meeting at 10 AM. | Saat 10'da toplantım var. |
I have class at 10 AM. | Saat 10'da dersim var. |
I need to eat something. | Bir şeyler yemem gerek. |
I will help you. | Sana yardım edeceğim. |
I work really hard. | Gerçekten çok çalışıyorum. |
I need to get prepared for the presentation. | Sunum için hazırlanmam gerekiyor. |
I locked the door. | Kapıyı kilitledim. |
My husband is a research assistant. | Eşim araştırma görevlisi. |
I'm the assistant manager. | Müdür yardımcısıyım. |
Public Education Center | Halk eğitim merkezi |
I was born in Bergama. | Bergama'da doğdum. |
My parents were teachers. | Annem babam öğretmendi. |
They are retired now. | Artık emekli oldular. |
Physical therapy and rehabilitation | Fizik tedavi ve rehabilitasyon |
I used to work as a physio-therapist. | Fizyoterapist olarak çalışıyordum. |
I was a physio-therapist. | Ben fizyoterapisttim. |
I became a teacher. | Öğretmen oldum. |
When I was pregnant, ... | Hamileyken, ... |
Most of the time | Çoğu zaman |
Our course is not only weekdays. | Kursumuz sadece hafta içi değil. |
I also work on Saturday. | Cumartesi günü de çalışıyorum. |
I have one day-off a week. | Haftada bir gün iznim var. |
There are about one hundred students in our center. | Merkezimizde yaklaşık yüz öğrenci var. |
Sub-division | Alt bölüm |
I am not responsible for Sincan. | Sincan'dan sorumlu değilim. |
I am responsible for everything in Etimesgut. | Etimesgut'taki her şeyden ben sorumluyum. |
I supervise the teachers. | Öğretmenleri denetliyorum. |
We have hundreds of trainees. | Yüzlerce kursiyerimiz var. |
One of them goes to the third grade. | Bir tanesi üçüncü sınıfa gidiyor. |
One of them goes to the kindergarten. | Bir tanesi anaokuluna gidiyor. |
When I give them rewards, they do their homework. | Onlara ödül verdiğimde ödevlerini yapıyorlar. |
Don't get offended. | Kırılmayın. |
Keep the change. | Üstü kalsın. (para) |
Domestic flight | Iç hat uçuşu |
Nowadays | Şu günlerde |
Most of the I forget that I am going to go to Prague. | Çoğu zaman Prag'a gideceğimi unutuyorum. |
I had a breakfast. | Kahvaltı yaptım. |
After I ate something, I took some medicine. | Bir şey yedikten sonra biraz ilaç aldım. |
I prepared breakfast for my family. | Aileme kahvaltı hazırladım. |
Parent meeting | Veli toplantısı |
I think so. | Sanırım öyle. |
I don't like reading books. | Kitap okumayı sevmiyorum. |
Have you ever seen a polar bear? | Hiç kutup ayısı gördün mü? |
Have you ever watched the Titanic? | Titanik'i hiç izledin mi? |
Have you ever eaten horse meat? | Hiç at eti yedin mi? |
Have you ever been to London? | Hiç Londrada bulundun mu? |
Have you ever been to Germany? | Hiç Almanya'ya gittin mi? |
Have you ever been to the Topkapı Palace? | Hiç Topkapı Sarayı'na gittin mi? |
Have you ever been to small village there? | Hiç orada küçük köye gittin mi? |
I have written a book once. | Bir kere kitap yazdım. - yazmışlığım vardır. |
I have written books twice. | İki kere kitap yazdım. - yazmışlığım vardır. |
I have seen horses three times. | Üç kere at gördüm. - görmüşlüğüm vardır. |
I have never eaten horse meat. | Hiç at eti yemişliğim yoktur.-yemedim |
I have never been to London. | Hiç Londra'da bulunmuşluğum yoktur.-gitmedim |
I have never got on a helicopter. | Hiç helikopterebinmişliğim yoktur.-binmedim |
I have never smoked. | Hiç sigara içmişliğim yoktur.-içmedim |
I have never seen a real snake. | Hiç gerçek yılan görmüşlüğüm yoktur.görmedim |