Çağan's Vocabulary
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn Inglés From Turco
Learn Inglés From Turco
Practique preguntas conocidas
Manténgase al día con sus preguntas pendientes
Completa 5 preguntas para habilitar la práctica
Exámenes
Examen: pon a prueba tus habilidades
Pon a prueba tus habilidades en el modo de examen
Aprenda nuevas preguntas
Modo manual [beta]
El propietario del curso no ha habilitado el modo manual
Çağan's Vocabulary - Marcador
Çağan's Vocabulary - Detalles
Niveles:
Preguntas:
651 preguntas
🇹🇷 | 🇬🇧 |
Bir erkek kardeşim var. | I have a brother. |
Benim kız kardeşim yok. | I don't have a sister. |
Ben mutluyum. | I am happy. |
Ben bir kız değilim. | I am not a girl. |
Japonca konuşmam. | I don't speak Japanese. |
Ağlamam. | I don't cry. |
Yorgun musun? | Are you tired? |
Konuşma! | Don't speak! |
Brokoli yemem. | I don't eat broccoli. |
Öğrenci misin? | Are you a student? |
Ankaralı mısın? | Are you from Ankara? |
Ankara'da mısın? | Are you in Ankara? |
Ankara'dayım. | I am in Ankara. |
Ankarada mı yaşarsın? | Do you live in Ankara? |
Ankara da yaşarım. | I live in Ankara. |
İstanbul'da yaşamıyorum. | I don't live in İstanbul. |
Brokoli sever misin? | Do you like broccoli? |
Okuyacağım. | I will read. |
Okumayacağım. | I won't read. |
Dersten sonra | After the lesson |
Bilgisayar oyunu oynayacak mısın? | Will you play computer games? |
Dersten sonra akşam yemeği yemeyeceğim. | I will not eat dinner after the lesson. |
Ben hamile değilim. | I am not pregnant. |
New York çok yoğun ve gürültülü bir yerdir. | New York is a very busy and noisy place. |
Gürültülü bir yer | A noisy place |
Bana Anlat! | Tell me! |
Çocuk bahçesindeki bekçi | Guard in the children's garden |
Koştu koştu ve yoruldu.Sonra yorgunluğunu atmak için su içti.Ardından hasta oldu | He ran and ran and got tired. Then he drank water to relieve his fatigue. Then he got sick. |
Selamın aleyküm | Salute aleykum |
Havuçlar başka bir yemeyin içinde olunca hiç sevmiyorum çünkü çok cıvık oluyor | I don't like carrots when they're in another food because they're so chirpy |
Yan kuruluş | Subsidiary |
Övünmek | Brag |
Macbeth, DUncan'ı öldürmeye karar verir. | Macbeth decides to kill Duncan. |
Macbeth endişelidir. | Macbeth is worried. |
Macbeth'in hizmetçisi | Macbeth's servant |
Macbeth cadılara inanıyordu. | Macbeth believed the witches. |
Güçlü bir ordu | A powerful army |
Not defteri tekrarı | Notebook Review |
Bazen kitap okurum. | I sometimes read a book. |
Süt içerim. | I drink milk. |
Nasılsın? | How are you? |
En sevdiğin renk ne? | What is your favourite color? |
Benim okulum Muharrem Pakoğlu Ortaokuludur. | My school is Muharrem Pakoğlu Secondary School. |
Bir erkek kardeşim var. | I have a brother. |
Kardeşim Ömer'dir. | My brother is Ömer. |
Yerde kal! | Stay down! |
Ben bir dahiyim. | I'm a genius. |
Kitaplar masanın üzerinde. | Books are on the table. |
Bir ağaç var. | There is a tree. |
Bahçede bir ağaç var. | There is a tree in the garden. |
Bahçede ağaçlar var. | There are trees in the garden. |
Burada yaşar. | He lives here. |
Ankara'da yaşar. | He lives in Ankara. |
Ankara'yı severim. | I like Ankara. |
Scooter'ım yok. | I don't have a scooter. |
Onlar mühendis. | They are engineers. |
Onlar benim arkadaşlarım. | They are my friends. |
Benim arkadaşımsın. | You are my friend. |
Siz benim arkadaşlarımsınız. | You are my friends. |
Her şeyi içmeyi severim. | I like to drink everything |
HAYIR DE! | SAY, NO! |
Bisikletini sürer misin? | Do you ride your bike? |
Hangi odada | In which room |
Samet'in odasındayım. | I am in Samet's room. |
Odanda mısın? | Are you in your room? |
Odamda değilim. | I am not in my room. |
Okulda İngilizce derslerim var. | At school, I have English lessons. |
İngilizceyi severim. | I like English. |
Birçok arkadaşım var. | I have many friends. |
Kardeşimin adı | My brother's name |
Bisikletim yeşil. | My bike is green. |
İngilizce konuşAbilirim. | I can speak English. |
Almanca konuşAmam. | I can't speak German. |
Havaalanına | To the airport |
Her gün okula giderim. | I go to school every day. |
Her gün süt içerim. | I drink milk every day. |
Her gün okula gitmem. | I don't go to school every day. |
Ben her gün süt içmem. | I don't drink milk every day. |
Her gün dişlerimi fırçalarım. | I brush my teeth every day. |
Bana en iyi arkadaşından bahset | Tell me about your bestfriend |
Yeni oyunlar yapmayı seviyorum. | I like to make new games |
Çikolatalı kek çok lezzetli | Chocolate cake is so delicious |
Birçok insan pazartesiyi sevmez | Many people don't like Monday |
Onun bir bilgisayarı var. | She haS a computer. |
Bilgisayarı yok. (o kızın) | She doESn't have a computer. |
Almanca konuşmam. | I don't speak German. |
Ömer Almanca konuşmaz. | Ömer doesn't speak German. |
Almanca konuşurum. | I speak German. |
Ömer Almanca konuşur. | Ömer speakS German. |
Onlar asker. | They are soldiers. |
Biz asker değiliz. | We aren't soldiers. |
Köpeğini severim. | I like your dog. |
Ekmeğimizi yiyeceğim. | I will eat our bread. |
Onların ekmeğini yemeyeceğim. | I will not eat their bread. |
Bahçede | In the garden |
Arkadaşlarımla | With my friends |
Arkadaşlarınla | With your friends |
Öğleden sonra | In the afternoon |
Sophie bir dükkanda. | Sophie is in a store. |
Bu dükkan pahalı. | This store is expensive. |