Arabam senin arabandan daha hızlı. | My car is faster than your car. |
Bu ev, şuradaki evden daha büyük. | This house is bigger than that one. |
Bu kitap, şuradaki kitaptan daha ilginç. | This book is more interesting than that one. |
Elmalar portakalardan daha ucuz. | Apples are cheaper than oranges. |
O(Ahmet), kız kardeşinden daha az sabırlı. | He is less patient than his sister. |
Bu plan, öncekinden daha iyi. | This plan is better than the last one. |
Onun çalışması benim çalışmamdan daha kötü | His work is worse than my work. |
Bu, en zor soruydu. | This was the most difficult question. |
Bu, en iyi çözüm. | This is the best solution. |
O, en kötü öğretmen. | He is the worst teacher. |
Bu, en ucuz otel. | This is the cheapest hotel. |
Ben gitmedim. | I didn't go. |
Ahmet müzik dinlemedi. | Ahmet didn't listen the music. |
Gözlüğü olan kız | a girl who has glasses |
Yağmur yağarsa içeride kalırım. | If it rains, I will stay inside. |
Çok çalışırsan sınavı geçersin. | If you study hard, you will pass the test. |
O(Ayşe)Acele etmezse otobüsü kaçırır. | If she doesn't hurry, she will miss the bus. |
Fransa’da yaşayan insanlar. | people who live in France |
fransa'da yaşayan bir kız | a girl who lives in France |
bir şapka takan kadın. | a woman who is wearing a hat |
İzmir'de yaşayan bir kedi | a cat which lives in İzmir |
Açtığım kapı | the door which I opened |
Şoför bana para üstü verdi. | The driver gave my change change. |
pembe olan bir çiçek | a flower which is pink |
İnek ücretini ödedi. | Cow paid her fare. |