Ön sıradaki koltuklar "ayrılmıştır". | The seats in the front row are reserved. |
Bu gece için akşam yemeği "rezerve edeceğim". | I will book a table for dinner tonight. |
Bu müzik "türü" günümüzde çok popüler. | This genre of music is very popular nowadays. |
Toplantının "tam saatini" biliyor musun? | Do you know the exact time of the meeting? |
Çocukları saat 3’te okuldan "alacağım". | I’ll pick up the kids from school at 3 PM. |
Aynalar ışığı "yansıtır". | Mirrors reflect light. |
Yakında bir anlaşmaya "varmamız" gerekiyor. | We need to reach an agreement soon. |
Yemekten sonra seni "arayacağım". | I will call you after dinner. |
Filmler hakkında "sohbet etmeyi" seviyoruz. | We love to chat about movies. |
Duygularını "iletişim kurarak" ifade etmek önemlidir. | It’s important to communicate your feelings. |
Bana her zaman "ulaşabilirsin". | You can contact me anytime. |
Toplantıdan sonra "iletişimde kalalım". | Let’s keep in touch after the meeting. |
"Yüz yüze konuşmak" daha etkili. | Face-to-face talking is more effective. |
Seninle önümüzdeki hafta "iletişime geçeceğim". | I’ll get in touch with you next week. |
Sorunu çözmek için "canlı sohbet" edelim. | Let’s have a live chat to solve the problem. |
Benim için bir "telefon görüşmesi" yapar mısın? | Can you make a phone call for me? |
Yarın parkta "buluşmayı" planlıyoruz. | We plan to meet at the park tomorrow. |
Geldiğinde lütfen bir "mesaj gönder". | Please send a message when you arrive. |
Müşteriye "e-posta göndermeyi" unuttum. | I forgot to send an email to the client. |
Eskiden insanlar "telgraf gönderirdi". | In the past, people used to send telegrams. |