Estás en modo de exploración. debe iniciar sesión para usar MEMORY

level: 130DV ES-2

Questions and Answers List

level questions: 130DV ES-2

Question	Answer
_ I wear a ____ in my physical education lesson. (Beden eğitimi dersimde eşofman giyerim.)	tracksuit
_ _We were in the ______. (Biz spor salonundaydık.)	sports hall
_ _French football ___ has good football players. (Fransa futbol takımı iyi futbolculara sahip.)	team
_ _I'm 5 _____ older than him. (Ondan 5 yaş büyüğüm)	years
_ _"The country is famous ____ts beaches and crystal-clear water.” (Ülke, plajları ve kristal berraklığındaki suları ile ünlüdür.)	for
_ _"It is ______by Italy, Spain, and France.” (İtalya, İspanya ve Fransa ile sınırları vardır.)	boardered
_ I ____ that we have a match on 23rd February. 23 Şubat'ta maçımız olduğunu öğrendim.)	found out
_ _The game has a new ____. (Oyunun yeni bir versiyonu var.)	version
_ _Real Madrid is ______football team in the world. (Real Madrid, dünyanın en iyi futbol takımıdır.)	the best
_ _ She has 2 ______ and one silver medal. (Onun 2 altın ve bir gümüş madalyası var.)	gold
_ _She is good at _____. (O, tırmanışta iyidir.)	climbing
_ _Her family is ______her. (Ailesi onunla gurur duyuyor.)	proud of
_ _Butterfly garden was hot and ____. (Kelebek bahçesi sıcaktı ve nemliydi.)	humid
_ _We saw all ____ of insects in this garden. (Bu bahçede her türlü böcek gördük.)	sorts
_ _The melon smels good, I like its ___. (Kavun güzel kokuyor, kokusuna benziyor.)	scent
_ _I will tell you about my travel _____. (Sana seyahat deneyimimi anlatacağım.)	experience
_ _Butterflies are ____.(Kelebekler şaşırtıcıdır.)	astounding
_ _I have never ____ anything like this before. (Daha önce böyle bir şey deneyimlemedim.)	experienced
_ _The speed of the car was _____. (Arabanın hızı şaşırtıcıydı.)	astounding
The view from the top ___of the building is amazing. / Yüksek binanın en üst katındaki manzara harika.	floor
The ___ is really strong today. / Bugün rüzgar çok kuvvetli.	wind
I live on the third ___ of an apartment building. / Bir apartman binasının üçüncü katında yaşıyorum.	floor
Cologne ____ is one of the most famous landmarks in Germany. / Köln Katedrali, Almanya'nın en ünlü simgelerinden biridir.	cathedral
I go to_____ every Sunday. / Her pazar kiliseye giderim.	church
The _____ near my house is beautiful. / Evime yakın olan cami çok güzel.	mosque
We _____ our grandparents on Sundays. / Pazar günleri büyükanne ve büyükbabamızı ziyaret ederiz.	visit
She ____ an email to her boss. / Patronuna e-posta gönderir.	sends
He ___ for the bus every morning. / Her sabah otobüsü bekler.	waits
We ____ our own clothes. / Kendi kıyafetlerimizi seçeriz.	choose
I ____ my friend's birthday. / Arkadaşımın doğum gününü hatırlarım.	remember
She ____ her keys at home. / Anahtarlarını evde unutur.	forgets
We ____ at funny jokes. / Komik şakalara güleriz.	laugh
*I ____ when I feel sad. / Üzgün hissettiğimde ağlarım.	cry
*She _____ to work every day. / Her gün işe arabayla gider.	drives
He _____ new things in school. / Okulda yeni şeyler öğrenir.	learns
She _____ pictures in her notebook. / Defterine resimler çizer.	draws
They _____ after a long day. / Uzun bir günün ardından dinlenirler.	rest
We _____ at the gym every morning. / Her sabah spor salonunda egzersiz yaparız.	exercise
She _____ for the marathon. / Maraton için antrenman yapar.	trains
He _____ for groceries every week. / Her hafta marketten alışveriş yapar.	shops
We _____ birthdays with a party. / Doğum günlerini bir partiyle kutlarız.	celebrate
She _____ her email every morning. / Her sabah e-postalarını kontrol eder.	checks
They _____ in the mountains during summer. / Yazın dağlarda dağ yürüyüşü yaparlar.	hike
He _____ new places when he travels. / Seyahat ettiğinde yeni yerleri keşfeder.	explores
We _____ at the park for picnics. / Piknikler için parkta toplanırız.	gather
I _____ at the animal shelter. / Hayvan barınağında gönüllü çalışırım.	volunteer
They _____ classes at the university. / Üniversitede derslere katılırlar.	attend
He _____ his toys with his friends. / Oyuncaklarını arkadaşlarıyla paylaşır.	shares
They _____ the birds in the park. / Parkta kuşlara yem verirler.	feed
We _____ the hill every weekend. / Her hafta sonu tepeye tırmanırız.	climb
I _____ stamps as a hobby. / Bir hobi olarak pul toplarım.	collect
She _____ in community events. / Topluluk etkinliklerine katılır.	participates
They _____ a magazine every month. / Her ay bir dergi yayınlarlar.	publish
He _____ in the morning for exercise. / Egzersiz için sabahları koşar.	jogs
I _____ friends to my birthday party. / Doğum günü partime arkadaşlarımı davet ederim.	invite
She _____ beautiful moments with her camera. / Güzel anları fotoğraf makinesiyle yakalar.	captures
He _____ the train in Madrid. / Madrid'de trene bindi.	got on
She ______ of money. / Parası tükendi.	ran out
The woman _____ her shoes. / Kadın ayakkabılarını çıkardı.	took off
Can I _____ these dresses. / Bu elbiseleri deneyebilir miyim?	try on
You should ______ that box. / O kutuyu yerine koymalısın.	put down
I have to______ my brother. / Kardeşimle ilgilenmek zorundayım.	look after
Please ______ the lights. / Lütfen ışıkları kapat.	turn off
Can you ______ later? / Daha sonra geri arayabilir misin?	call back
She ______ home at seven. / Saat yedide eve doğru yola çıkar.	leaves for
_ _It’s important to ____your money wisely. (Paranızı akıllıca yatırmak önemlidir.)	invest
_ _He _____after hearing the funny story. (Komik hikayeyi duyduktan sonra kahkahaya boğuldu.)	burst into laughter
_ "She broke her _____ to buy a new toy.” (Yeni bir oyuncak almak için kumbarasını kırdı.)	piggy bank
_ _"I’m excited to see how the Huawei Mate X3 performs with its new _____design.” "Huawei Mate X3'ün yeni katlanabilir tasarımıyla nasıl performans gösterdiğini görmek için heyecanlıyım.”	folding
_ _She prefers to shop for ____clothes. (İkinci el kıyafetler almayı tercih eder.)	second-hand
_ _This pizza is _____ the one we had last week.” (Bu pizza, geçen hafta yediğimiz kadar iyi.)	as good as
_ _The team ____ their victory with the winner’s cup. (Takım, galip kupasıyla zaferlerini kutladı.)	celebrated
_ _She ____, but I could see the pain in her eyes. (Gülümsedi, ama gözlerindeki acıyı görebiliyordum.)	smiled
_ _The ____ in the school canteen are very affordable. (Okul kantinindeki fiyatlar çok uygun.)	prices
_ _She wants to ask her parents for more ___. (O, annesinden ve babasından daha fazla harçlık istemek istiyor.)	pocket money
_ _The _____ of the night was calming. (Gece karanlığı rahatlatıcıydı.)	darkness
_ _She is learning to play the ___ and is getting really good at it. (O, klavye çalmayı öğreniyor ve gerçekten iyi hale geliyor.)	keyboard
_ _I need a new ___for my computer because the keys are not working properly. (Bilgisayarım için yeni bir klavyeye ihtiyacım var çünkü tuşlar düzgün çalışmıyor.)	keyboard
_ _She gave an ___ performance in the school play. (Okul oyununda harika bir performans sergiledi.)	awesome
_ _The ____ allows the teacher to connect the computer to the class. (Akıllı tahta, öğretmenin bilgisayarı sınıfa bağlamasına olanak tanır.)	smartboard
_ _The teacher will ____ us to use the computer for our project. (Öğretmen, projemiz için bilgisayarı kullanmamıza izin verecek.)	allow
( "Sadece bir öğrenci olsa bile ders yapmak istiyor.")	even
_ _This kefir has ____. (Bu kefir bozulmuş)	spoiled
______ loves sunny weather. /Güneşli havayı "herkes" sever	Everyone
Too much ______ can be dangerous. /Çok fazla "güneş ışığı" tehlikeli olabilir	sunlight
The sun can ______ your skin./ Güneş cildinize "zarar verebilir"	damage
Too much sunlight can give you a _______ ./Çok fazla güneş ışığı "güneş yanığına" neden olabilir	sunburn
______, this can even lead to skin cancer. /"Zamanla" bu durum cilt kanserine bile yol açabilir.	Over time
Over time, this can even _____ skin cancer. /Zamanla bu durum cilt kanserine bile "yol açabilir".	lead to
There is an ______ to protect yourself. / Kendinizi korumanın "kolay bir yolu" var	easy way
There is an easy way to ______ yourself. /Kendinizi "korumanın" kolay bir yolu var	protect
Sunscreen protects you from the most _______ parts of sunlight. /Güneş kremi sizi güneş ışığının en "tehlikeli" kısımlarından korur	dangerous
You cannot see UV ______. /UV "ışınlarını" göremezsiniz	rays
Some sunscreens ______ UV rays. /Bazı güneş kremleri UV ışınlarını "yansıtır"	reflect
Other sunscreens ______ UV rays. /Diğer güneş kremleri UV ışınlarını "emer"	absorb
Wearing sunscreen is almost like wearing ______clothes. /Güneş kremi sürmek neredeyse "görünmez" kıyafetler giymek gibidir	invisible