İngiltere'de zengin aileler | rich families in England |
İrlanda'daki fakir aileler | poor families in Ireland |
Emin oldu. | He made sure. |
Hayatını insanlara yardım ederek geçirdi | She spent her life helping people |
Onun evlenmesi bekledikleri için | As they expected her to marry, |
Hemşirelik okudu. | She studied nursing. |
Londra'ya döndü. | She returned to London. |
Bir kadın hastanesi işletti. | She run a women's hospital. |
devlet bakanı | government minister |
Türkiye'ye bir hemşire ekibi götürdü. | She took a team of nurses to Turkey. |
Yaralı askerlere baktı. | She looked after wounded soldiers. |
Korkunç koşullarda | in terrible conditions |
Hastaneler kalabalıktı. | The hospitals were crowded. |
tıbbi malzemeler | medical supplies |
Koşulları iyileştirmeye çalıştı. | She tried to improve conditions. |
Projeleri için para topladılar. | They raised money for their project. |
Hastaneleri daha temiz yaptı. | She made the hospitals cleaner. |
Ali gece boyunca çalıştı. | Ali worked all through the night. |
Ladybird olarak tanındı | She became known as Ladybird |
Ulusal kahraman | national hero |
Kraliçe ile görüştü. | She discussed with Queen. |
Tıbbi bakım | medical care |
Bir merkez kurdu. | She set up a centre. |
diyagram ve pasta grafiği | diagram and pie chart |
Farklı formlar geliştirdi | She developed different forms |
Sağlıksızdı | She was in poor health |
Nobel'i alan ilk kadındı. | She was the first woman to receive Nobel. |
liyakat düzeni | order of merit |
Hemşireliği bir mesleğe dönüştürdü. | She transformed nursing into a profession. |
Birkaç büyük geçici tıp merkezi | several large temporary medical centres |
o zamanlar | back then |
Bilginin yanı sıra tecrübesi de var. | He has experience as well as knowledge. |