Araba siyah. | The car is black. |
Ev büyük. | The house is big. |
Bir çocuk var. | There is a child. |
Orada çocuklar var. | There are children. |
Bir gitar var. | There is a guitar. |
Kocam Ahmet. | My husband is Ahmet. |
Kızım Mira'dır. | My daughter is Mira. |
Babam Talat'tır. | My father is Talat. |
Annem Nurcan'dır. | My mother is Nurcan. |
Kız kardeşim Meryem. | My sister is Meryem. |
Kardeşim Ömer'dir. | My brother is Ömer. |
2 ya da 3 yıl sonra bir kedi sahibi olmak ister misiniz? | Do you want to own a cat two or three years later? |
Daha önce bir kedim yoktu. | I didn't own a cat before. |
Kuşlarım farklı renklerdeydi. | My birds were different colors. |
Kuşum iki yıl yaşadı. | My bird lived for two years |
İstanbul'da kuşuma baktım. | I took care my bird in İstanbul. |
Yalova'dan önce ailemin evi İstanbul'daydı. | Before Yalova, my family's house was in istanbul. |
Evimiz Fatih'deydi. | Our house was in Fatih. |
Evimizi amcama verdik. | We gave our house to my uncle. |
Amcam evli değil, bekar. | My uncle is not married, he is single. |
Üniversitesi'nde akademisyendir. | He is an academician at the Univercity. |
İstanbul'daki evi sattı. | He sold the house in İstanbul. |
Yaklaşık on yıl önce Ankara'ya gittim. | I went to Ankara almost ten years ago. |
Ne güzel bir gün. | Such a nice day. |
Mutfağı düzenledim. | I organized the kitchen. |
I drank coffee with my neighbor. | Komşumla kahve içtim. |
I studied english. | İngilizce çalıştım. |
My husband and Mira are playing game now. | Kocam ve Mira şu anda oyun oynuyor. |
After the lesson we will eat dinner. | Dersin sonra akşam yemeği yiyeceğiz. |
She is washing her face. | Yüzünü yıkıyor. |
He is doing magic. | Sihir yapıyor. |
She is catching a butterfly. | Kelebek yakalıyor. |
Hair dresser is cutting his hair. | Kuaför saçını kesiyor. |
They are going to school by school bus. | Okula servisle gidiyorlar. |
I will sleep at midnight. | Gece yarısında uyuyacağım. |
Yarın kuaförle randevum var. | I have an appointment with the hairdresser tomorrow. |
Yeni diller öğrenmeyi çok seviyor. | He loves learning new languages. |
Öğretmen bir sonraki derste bize uzayı öğretecek. | The teacher will teach us about space in the next class. |
Topu yakalamaya çalıştı ama çok hızlıydı. | He tried to catch the ball, but it was too fast. |
Lütfen kütüphanede bağırma. | Please don't shout in the library. |