Futbol oynuyorum. Futbol oynamıyorum. | I am playing football. I am not playing football. |
Futbol oynarım. Futbol oynamıyorum. | I play football. I don't play football. |
Futbol oynamıyorum. Futbol oynamadım. | I don't play football. I didn't play football. |
Ankara'ya gidiyorum. Ankara'ya gidiyordum. | I am going to Ankara. I was going to Ankara. |
Ben bir kitap okuyorum. Kitap okuyordum. | I am reading a book. I was reading a book. |
Çiçek alıyorum. Çiçek alıyordum. | I am buying flowers. I was buying flowers. |
Ben çiçek almıyorum. Çiçek almıyordum. | I am not buying flowers. I was not buying flowers. |
Çiçek almıyorum. Çiçek almadım. | I don't buy flowers. I didn't buy flowers. |
Çiçek alıyorum. Çiçek aldım. | I buy flowers. I bought flowers. |
Öğleden sonra bir kitap okuyacağım. | I am going to read a book in the afternoon. |
Dersin ardından dışarı çıkacağım. | I am going to go out after the lesson. |
Kardeşim dersden sonra bilgisayar oyunları oynayacak. | My brother is going to play computer games after the lesson. |
Ayşe yarın yeni bir elbise alacak. | Ayşe is going to buy a new dress tomorrow. |
Gelecek yıl Almanya'ya gideceğiz. | We are going to go to Germany next year. |
Anneme yardım edeceğim. | I am going to help my mum. |
Gelecek yıl bir devlet okuluna gideceğim. | I am going to go to a public school next year. |
Başka bir okula gideceğim. | I am going to go to another school. |
Bilgisayarımda Roblox oynayacağım. | I am going to play Roblox on my computer. |
Melek ve ben aynı okula gideceğiz. | Melek and I are going to go to the same school. |
İçecek suyumuz yok. | We don't have have any water to drink. |
Çalar saatimi erken kalkmak için ayarladım. | I set my alarm clock to get up early. |
Kilo vermek için su içiyorum. | I drink water to lose weight. |
Ekmek almaya gittim. | I went out to buy bread. |
Okula gitmek için otobüse biniyorum. | To go to school, I take a bus. |
Para kazanmak için çalışmalıyım. | To earn money, I should work. |
Biraz ekmek almak için süpermarkete gittim. | To buy some bread, I went to the supermarket. |
Anneme yardım etmek için salata hazırladım. | To help my mother, I prepared the salad. |
Cep telefonumu arkadaşlarla konuşmak için kullanıyorum. | I use my mobile phone to speak with friends. |