Water is essential for life. | Su yaşam için gereklidir. |
in terms of biological utility | Biyolojik fayda açısından |
cultural dimension | kültürel boyut |
the availability of a domestic water supply | evsel su kaynağının mevcudiyeti |
significant factor | önemli faktör |
development of civilizations | Medeniyetlerin gelişimi |
naturally occuring freshwater | doğal olarak oluşan tatlı su |
Sea was polluted because of an oil tanker | Deniz bir petrol tankeri yüzünden kirlendi |
as a result of human activities | İnsan faaliyetlerinin bir sonucu olarak |
various processes | Çeşitli süreçler |
They converted bedroom to bathroom. | Yatak odasını banyoya dönüştürdüler. |
raw water | ham su |
quality fit | uygun kalite |
particular use such as drinking | içme gibi belirli kullanım |
in most cases | çoğu durumda |
high level of pollution | Yüksek düzeyde kirlilik |
towards him | ona doğru |
The behaviour of humans | İnsanların davranışı |
consumption of water | su tüketimi |
recreational area | eğlence alanı |
domestic purposes | evsel amaç |
limited amount of usable water | sınırlı miktarda kullanılabilir su |
There is competition and tension among the rivals | Rakipler arasında rekabet ve gerilim var |
market-oriented | pazar odaklı |
hierarchy -based | Hiyerarşi tabanlı |
game rules | oyun kuralları |
She is used to such hard work. | Çok çalışmaya alışkın. |
The books will be distributed free. | Kitaplar ücretsiz olarak dağıtılacak. |
various customers | Çeşitli Müşteriler |
Instead, | Yerine, |
In contrast, | Tersine, |
It rained, but even so we enjoyed the day. | Yağmur yağdı ama yine de günün tadını çıkardık. |
For instance, | Örneğin, |
Success requires great effort. | Başarı büyük çaba gerektirir. |
He received an e-mail. | Bir e-posta aldı. |
She reversed her decision. | Kararını tersine çevirdi. |
Rioters disrupted the meeting. | İsyancılar toplantıyı dağıttı. |
She was eliminated | O elendi |
Water might have been treated. | Su arıtılmış olabilir. |
Water would have been treated. | Su arıtılmış olacaktı. |
Water must be treated. | Su arıtılmalıdır. |
Water is able to be treated. | Su arıtılabilir. |
Water could have been treated. | Su arıtılabilirdi. |
Prior to working in America, | Amerika'da çalışmadan önce, |
regarding your application | başvurunuzla ilgili |
For the sake of convenience | Kolaylık olması açısından |