I enjoy playing bowling. | Bowling oynamaktan zevk alıyorum. |
I am not planning to work. | Çalışmayı planlamıyorum. |
Instead, | Yerine, |
I'm going to have a summer holiday. | Yaz tatili yapacağım. |
I'm going to learn to surf. | Sörf yapmayı öğreneceğim. |
I'm mostly going to travel alone. | Çoğunlukla yalnız seyahat edeceğim. |
Hopefully, | Ümit ederim ki, |
We will spend a week together. | Birlikte bir hafta geçireceğiz. |
Would you like another piece of cake? | Başka bir parça kek ister misin? |
I help my husband paint the flat. | Kocamın daireyi boyamasına yardım ediyorum. |
I did a surfing instructor course. | Bir sörf eğitmeni kursu yaptım. |
I was in the sun all day. | Bütün gün güneşteydim. |
My school asked me to return there. | Okulum oraya dönmemi istedi. |
Last autumn | Geçen sonbaharda |
I learned to scuba dive. | Tüplü dalış yapmayı öğrendim. |
I need to earn some money. | Biraz para kazanmam gerekiyor. |
It is too cold here. | Burada çok soğuk. |
I'll meet lots of cool people there. | Orada birçok harika insanla tanışacağım. |
Sena had a crazy idea. | Sena'nın çılgın bir fikri vardı. |
We decided to cycle from İzmir to Aydın! | İzmir'den Aydına bisiklet sürmeye karar verdik. |
It's 100 km trip. | 100 km.lik yolculuk. |
It takes ten to fourteen days. | On ila on dört gün sürer. |
I'm not a fast cyclist. | Ben hızlı bir bisikletçi değilim. |
We will visit historic cities like Bursa. | Bursa gibi tarihi şehirleri ziyaret edeceğiz. |
They cycle through the pretty countryside. | Güzel kırsal alanlarda bisiklet sürerler. |
I 'll visit castles on the way. | Yolda kaleleri ziyaret edeceğim. |
at the end of each day | Her günün sonunda |
I'd like a comfortable bed. | Rahat bir yatak istiyorum. |
I am going to stay in guest houses. | Konuk evlerinde kalacağım. |
I hope it doesn't rain, either! | Umarım yağmur da yağmaz. |
I took the food there | Yemeği oraya götürdüm. |
anything else | Başka bir şey var mı? |
greengrocer | manav |
bakery | fırın |
we go to a restaurant for a change | değişiklik olsun diye bir restorana gidiyoruz. |
they buy toys | oyuncak satın alırlar |
flowers smell nice | çiçekler güzel kokar |
compare | karşılaştırmak |
I prefer tea | Çayı tercih ederim |