Buscar
Estás en modo de exploración. debe iniciar sesión para usar MEMORY

   Inicia sesión para empezar

level: prep.-3

Questions and Answers List

level questions: prep.-3

QuestionAnswer
Her family has contributed $50,000 to the fund.Ailesi fona 50.000 dolar katkıda bulundu.
Aren't you going to contribute towards Jack's leaving presentJack'in hediyesine katkıda bulunmayacak mısın
Her responsibilities consist of answering the phone.Sorumlulukları telefona cevap vermekten oluşur.
She felt she had been discriminated against because of her age.Yaşından dolayı ayrımcılığa uğradığını hissetti.
The Spanish authorities cooperated with the British police.İspanyol yetkililer İngiliz polisi ile işbirliği yaptı.
We only deal with companies which have a good credit record.Sadece iyi bir kredi kaydı olan şirketlerle ilgileniyoruz.
I 've decided on blue for the bathroom.Banyo için maviye karar verdim.
It’s important to distinguish between scientific fact and fiction.Bilimsel gerçek ve kurgu arasında ayrım yapmak önemlidir.
People who cannot distinguish between colors are said to be color blindRenkleri biribirinden ayıramayan insanların renk körü olduğu söylenir.
His views differ considerably from those of his parents.Onun görüşleri ebeveynlerinin görüşlerinden önemli ölçüde farklıdır.
The twins look alike, but they differ in temperament.İkizler birbirine benziyor, ancak mizaçta farklılık gösteriyorlar.
Women are still excluded from the club.Kadınlar hala kulübe alınmıyor.
Will you please excuse me for being lateGeç kaldığım için lütfen beni affedin
Hugh blames his mother for his lack of confidence.Hugh, annesini güven eksikliği nedeniyle suçluyor.
Hugh blames his lack of confidence on his mother.Hugh, annesine olan güven eksikliğini suçluyor.
Motor vehicles are prohibited from driving in the town centre.Motorlu taşıtların şehir merkezinde araba kullanması yasaktır.
We paused to marvel at the view.Manzaraya hayret ettiğimiziçin durdum.
What do you infer from her refusal?Reddeden ne çıkarıyorsun?
Walters was not properly informed of/about the reasons for her arrest.Walters, tutuklanmasının nedenleri hakkında doğru bir şekilde bilgilendirilmedi.
Shall I inquire about the price of tickets?Biletlerin fiyatı hakkında bilgi alalım mı?
Shall I inquire about the price of tickets?Biletlerin fiyatı hakkında bilgi alalım mı?
Aim at the yellow circle.Sarı daireyi hedefleyin.
I will insure my house againts fireEvimi yangına karşı sigortalayacağım.
The police suspect him of carrying out two bomb attacks.Polis, iki bombalı saldırı gerçekleştirdiğinden şüpheleniyor.
They threatened the shopkeeper with a gun.Dükkâncıyı silahla tehdit ettiler.
Have you two been introduced to each other?Siz ikiniz birbirinizle tanıştınız mı?
He invested all his money in this businessBütün parasını bu işe yatırdı
He was involved in many accidentsBirçok kazaya karıştı
We recognize this as a genuine need.Bunu gerçek bir ihtiyaç olarak kabul ediyoruz.
I suffer from a terrible headache.Korkunç bir baş ağrısından muzdaripim.
He always refers to the house as his "refuge".Her zaman evi "sığınağı" olarak ifade eder.
I will leave the package with the secretaryPaketi sekretere bırakacağım.
I can't cope with so many incidentsPek çok olayla başa çıkamıyorum
You can substitute oil for butterSıvı yağı tereyağı ile değiştirdim.
These people long for freedom.Bu insanlar özgürlük istiyor.
What do you mean by this statement?Bu ifade ile ne demek istiyorsun?
He mistook me for my brotherKardeşime yanlış yaptı.
We will struggle for our independenceBağımsızlığımız için mücadele edeceğiz
He objected to my planPlanıma itiraz etti
He was operated on his noseBurnundan ameliyat oldu.
She participate in many different activities.Birçok farklı etkinliğe katılıyor.
I will pay for your education.Eğitiminiz için ödeme yapacağım.
After they got married, they settled in Brooklyn.Evlendikten sonra Brooklyn'e yerleştiler.
He delights in making fun of his brotherKardeşi ile dalga geçmekten hoşnut.
He was presented with a gold watch.Ona altın bir saat sunuldu.
She succeeded in achieving her goalsHedeflerine ulaşmayı başardı
We profited from his experience.Onun deneyiminden yararlandık.