The children learn more at home. | Çocuklar evde daha çok şey öğrenir. |
Do you think it is right? | Sence doğru mu? |
The Özens live in big flat in Gümüşhane | Özenler Gümüşhane'de büyük dairede yaşıyor |
I heard music inside the house. | Evin içinde müzik sesi duydum. |
I and Bünyamin are parents of Ömer and Ebrar. | Ben ve Bünyamin, Ömer ve Ebrar'ın ebeveynleriyiz. |
Some children at school | Okuldaki bazı çocuklar |
I went to different shops | Farklı dükkanlara gittim. |
We have a large family. | Geniş bir ailemiz var. |
It was a terrible accident. | Korkunç bir kazaydı. |
The weather is terrible now. | Hava şimdi korkunç. |
the schools in our town | kasabamızdaki okullar |
one of my children | çocuklarımdan biri |
One of my brothers lives in Trabzon. | Kardeşlerimden biri Trabzon'da yaşıyor. |
I spoke to my husband. | Kocamla konuştum. |
I am very good at cooking meals. | Yemek pişirmede çok iyiyim. |
I am very good at English. | İngilizcede çok iyiyim. |
The children learn more at home. | Çocuklar evde daha çok şey öğrenir. |
in one way | bir şekilde |
We are lucky. | Biz şanslıyız. |
My house is 10 km. away from the city center. | Evim şehir merkezinden 10 km. uzaklıktadır. |
Our house is bigger | Bizim evimiz daha büyük. |
Our house is bigger than your house. | Bizim evimiz senin evinden daha büyüktür. |
Ömer is taller. | Ömer daha uzun. |
Ömer is taller than Sena. | Ömer Sena dan daha uzundur. |
together | birlikte |
Their schools are the same. | Okulları aynı. |
I took lunch from home to school. | Öğle yemeğini evden okula götürdüm. |
I started the computer. | Bilgisayarı başlattım. |
It is better than last time. | Geçen seferden daha iyi. |
Ali is better than Veli. | Ali, Veli'den iyidir. |
than my computer | bilgisayarımdan (daha ....) |
Do you feel excited? | Heyecanlı hissediyor musun? |
We went on a picnic. | Pikniğe gittik. |
get well soon | geçmiş olsun |
7 days ago - a week ago | 7 gün önce - bir hafta önce |
personality | kişilik |
I am talented at sports | Sporda yetenekliyim |
one of them | onlardan biri |
eldest and youngest | en büyük ve en genç |
2 days a week | Haftada 2 gün |
we are invited | davetliyiz |
my favorite dish is yogurt soup | en sevdiğim yemek yoğurt çorbası |
every 2 days | 2 günde bir |
maybe it will snow | belki kar yağar |
will robots take our jobs | robotlar işimizi alacak mı |
they are not smart | akıllı değiller |
it is not healthy | sağlıklı değil |
I have free time | Boş zamanım var |
tell me | Anlat |
gift - present | hediye |
I like precious gifts | değerli hediyeleri severim |
in the future I wan to try | gelecekte denemek istiyorum |
I did sarma yesterday | Dün sarma yaptım |
1 hour | 1 saat |
he is on the swimming team | yüzme takımında |
lately | son zamanlarda |
abroad | yurtdışı |
software | yazılım |
he works from 9 to 7 | 9'dan 7'ye kadar çalışıyor |
tradition | gelenek |
best day of my life | hayatımın en güzel günü |
I got married in two thousand twelve | İki bin on ikide evlendim |
how old were you when you got married | evlendiğinde kaç yaşındaydın |
when I got married I was 22 years old | evlendiğimde 22 yaşındayım |
introvert | içe dönük |
extrovert | dışa dönük |