ithalat-ihracat | import-export |
İzmir Limanı | İzmir Port |
Şanslıyım. | I am lucky. |
boş zamanınızda | in your free time |
En sevdiğim yazar Ayşe Kulin. | My favourite writer is Ayşe Kulin. |
I read books every day. | Her gün kitap okurum. |
I eat hamburger. | Hamburger yerim. |
I doN't eat hamburger. | Hamburger yemem. |
I write a message. | Bir mesaj yazarım. |
I speak English. | Ben İngilizce konuşurum. |
I sell apples. | Elma satarım. |
We sell apples. | Elma satarız. |
I don't sell bananas. | Ben muz satmam. |
I sell houses. | Evler satarım. |
I sell my house. | Evimi satarım. |
I buy a new tablet. | Yeni bir tablet satın alırım. |
I buy ice-cream. | Dondurma alırım. |
I buy chocolate. | Çikolata alırım. |
I sleep every day. | Her gün uyurum. |
I sleep at 9 PM. | Saat 9'da uyurum. |
I don't sleep late. | Geç uyumam. |
I get up at 8 AM. | Sabah 8'de kalkarım. |
We run in the park. | Parkta koşarız. |
We don't run in the streets. | Sokaklarda koşmayız. |
I walk every day with my sister. | Her gün kız kardeşimle yürürüm. |
I brush my teeth at 9 AM. | Dişlerimi saat 9'da fırçalarım. |
I have breakfast. | Kahvaltı yaparım. |
I have lunch. | Öğle yemeğim var. |
I have dinner at 8 PM. | Saat 8'de akşam yemeği yerim. |
We don't play computer games. | Bilgisayar oyunları oynamayız. |
We play computer games. | Bilgisayar oyunları oynarız. |
I go to school every day. | Her gün okula giderim. |
I come from school every day. | Her gün okuldan gelirim. |
I can swim. | Yüzebilirim. |
I can't fly. | Uçamıyorum. |
I can speak English. | İngilizce konuşabilirim. |
I can speak Turkish. | Türkçe konuşabilirim. |
I can walk. | Yürüyebilirim. |
I can't speak Arabic. | Arapça konuşamam. |
I can't jump. | Atlayamam. |
I can eat chilly pepper. | Soğuk biber yiyebilirim. |
Can you see the birds? | Kuşları görebiliyor musun? |
Can you hear me? | Beni duyabiliyor musun? |
I can see the birds. | KUşları göremem. |
My bird can't fly. | Kuşum uçamaz. |
I didn't go to school on Sunday. | Pazar günü okula gitmedim. |
I didn't sleep yesterday. | Dün uyumadım. |
I didn't go out yesterday. | Dün dışarı çıkmadım. |
I didn't eat hamburger yesterday. | Dün hamburger yemedim. |
I didn't watch a movie last week. | Geçen hafta bir film izlemedim. |
I didn't play football yesterday. | Dün futbol oynamadım. |
We didn't walk in the park last week. | Geçen hafta parkta yürümedik. |
We didn't go to park on Tuesday. | Salı günü parka gitmedik. |
Ali didn't talk to teacher. | Ali öğretmenle konuşmadı. |
Zeynep didn't come to school on Friday. | Zeynep Cuma günü okula gelmedi. |
Did you read a book? | Bir kitap okudun mu? |
Did you call me? | Beni aradın mı? |
Did you have breakfast? | Kahvaltı yaptın mı? |
When did you have breakfast? | Ne zaman kahvaltı yaptın? |
When did you get up? | Ne zaman kalktın? |
When did you go to school? | Okula ne zaman gittin? |
When did you come to the house? | Eve ne zaman geldin? |
I was a student. | Ben öğrenciydim. |
I was a child. | Ben bir çocuktum. |
They were rich. | Zengindiler. |
They were our friends. | Onlar bizim arkadaşlarımızdı. |
I was busy. | Meşguldüm. |
I was sleepy. | Uykuluydum. |
We were in İstanbul. | İstanbul'daydık. |
We were busy. | Biz meşguldük. |
I will be a doctor. | Ben doktor olacağım. |
They will be happy. | Mutlu olacaklar. |
She wasn't happy. | Mutlu değildi. |
Ali was very tall. | Ali çok uzundu. |
Ayşe wasn't very tall. | Ayşe çok uzun değildi. |
They were with us. | Bizimle birlikteydiler. |
Ali and Veli were friends. | Ali ve Veli arkadaştı. |
Ali and Veli weren't friends. | Ali ve Veli arkadaş değildi. |
My mom was at home. | Annem evdeydi. |
My dad wasn't in London. | Babam Londra'da değildi. |
Yüzebilirim. | I can swim. |