Princess Elizabeth was born in London in 1926. | Prenses Elizabeth, 1926'da Londra'da doğdu. |
She grew up in London with her younger sister. | Küçük kız kardeşiyle birlikte Londra'da büyüdü. |
They were educated at home. | Evde eğitildiler. |
She was not expected to become queen when she was born. | Doğduğunda kraliçe olması beklenmiyordu. |
Her uncle gave up the king and her father became King. | Amcası krallığı bıraktı ve babası kral oldu. |
She didn’t have brothers. | Erkek kardeşleri yoktu. |
In 1947, she got engaged to her cousin. | 1947'de kuzeniyle nişanlandı. |
When she was in Kenya, her father died. | Kenya'dayken babası öldü. |
She came back to England. | İngiltere'ye geri geldi. |
When she came, she became Queen. | Geldiğinde Kraliçe oldu. |
The ceremony was shown on TV. | Tören televizyonda gösterildi. |
The ceremony was watched by many people. | Tören, birçok kişi tarafından izlendi. |
Her role as a queen was just ceremonial. | Kraliçe olarak rolü sadece törenseldi. |
She visited many countries in the world. | Dünyanın birçok ülkesini ziyaret etti. |
Elizabeth loved dogs and horses. | Elizabeth köpekleri ve atları severdi. |
Her husband died in 2021. | Kocası 2021'de öldü. |
The Queen died a year later. | Kraliçe bir yıl sonra öldü. |
Her son became the new King. | Oğlu, yeni kral oldu. |
She was buried in England last month. | Geçen ay İngiltere'de toprağa verildi. |
When I was a child, I was sometimes called “black girl” | Ben çocukken bazen "kara kız" olarak anılırdım. |
When I was a teenager, I was not allowed to come back to house late. | Gençken, eve geç dönmeme izin verilmiyordu. |
I will never forget the time when I was invited to my brother’s wedding ceremony. | Ağabeyimin düğününe davet edildiğim zamanı asla unutmayacağım. |
I remember when “the Life is Beautiful” was shown on TV. | Televizyonda “Hayat Güzeldir”in gösterildiği zamanı hatırlıyorum. |
When I was single , I travelled so much | Bekarken çok fazla seyahat ettim. |
When my father was young, he rode a motorcycle | Babam gençken, motorsiklete binerdi. |
When my children hug me,I become happy | Çocuklarım beni kucakladığında, mutlu olurum. |
When I learn English, we will go abroad | İngilizce'yi öğrendiğimde yurtdışına gideceğiz. |
While we were eating, we were talking. | Yemek yerken, konuşuyorduk. |