Rents are very expensive. | Kiralar çok pahalı. |
shape | şekillendirmek |
Being a dietitian was a big deal for me. | Diyetisyen olmak benim haylimdi. |
I dreamed when I was little. | Küçükken hayal ederim. |
I want to be a good dietitian. | İyi bir diyetisyen olmak istiyorum. |
expect | ummak |
sterile area | steril alan |
gym | spor salonu |
We can't get much money. | Çok para bulamayız. |
semolina | irmik |
We started college two weeks ago. | İki hafta önce üniversiteye başladık. |
It will be week three. | Üçüncü hafta olacak. |
Did you start with complex lessons | Karmaşık derslerle başladın mı? |
I'm exempt from many classes. | Birçok dersten muafım. |
Did you pass some exams? | Bazı sınavları geçtiniz mi? |
Later it will become difficult. | Daha sonra zorlaşacak. |
sometimes | ara sıra |
chores | ev işleri |
rental | kira |
When I get home, I get hungry | Eve geldiğimde acıkmış oluyorum |
I need to take notes. | Not almam gerekiyor. |
So I need to get a computer. | Bu yüzden bilgisayar almam lazım. |
My English lessons are on Wednesdays and Thursdays. | İngilizce derslerim çarşamba ve perşembe günleridir. |
My class is twice a week. | Dersim haftada iki kere. |
I feel really excited about it. | Heyecanlı hissediyorum. |
Which computer do you recommend? | Hangi bilgisayarı önerirsin? |
The best brand is apple. | En iyi marka apple |
I'm still using my computer. | Bilgisayarımı hala kullanıyorum. |
There is a discount here today. | Bugün burada indirim var. |
Life is getting more and more expensive | Hayat gittikçe daha pahalı hale geliyor |
What brand of housewares did you buy? | Ev eşyalarını hangi marka aldın? |
It was cheap back then. | O zamanlar ucuzdu. |
electric household appliances | elektrikli ev eşyaları |
I wish good luck to those who are going to get married. | Evleneceklere bol şans dilerim. |
Prices have doubled. | Fiyatlar ikiye katladı. |
pressure cooker | düdüklü tencere |
fork | çatal |
spoon | kaşık |
set of glasses | bardak takımı |
Dowery set | çeyiz |
pots and pans | kap kacak |
Extended family | geniş aile |
nuclear family | çekirdek aile |
My husband has a sister. | Kocamın bir kız kardeşi var. |
When do you visit them? | Onları ne zaman ziyaret edersiniz? |
We won't visit them. | Onları ziyaret etmeyeceğiz. |
They are far away from us. | Bize çok uzaktalar. |
Travel is too expensive | Seyehat çok pahalı |
enough | yeterli |
What does family mean for you ? | Aile senin için ne anlama geliyor? |
trust | güven |
being together | birlikte olmak |
I quit lesson | Dersi bıraktım |
I fed (feed) fish before | Daha önce balık besledim (beslemek) |
It doesn't grow | Büyümüyor |
7.50 liras a fish | Balık başına 7.50 lira |
I am not studying yet | Henüz çalışmıyorum |
I didn't come yet | Henüz gelmedim |
I also like Joker | Joker'i de severim |
I like joker too | Jokeri de severim |
foreign language | yabancı dil |
sewing | dikiş |
I share my thoughts | Düşüncelerimi paylaşırım |
she is holding a pillow | o bir yastık tutuyor |
fill in the blanks | boşlukları doldur |
this makes me feel better | bu beni daha iyi hissettiriyor |
this makes us happy | bu bizi mutlu ediyor |
garden is facing the view | bahçe manzaralıdır |
it is foggy in the morning | sabahları sisli |
our house has a heating problem | evimizde ısıtma sorunu var |
ingredients | yemeğin içeriğindeki malzemeler |
wedding anniversary | evlilik yıldönümü |
there are foreign students | yabancı öğrenciler var |
along | boyunca |
both biochemistry and intestine system | hem biyokimya hem de bağırsak sistemi |
What am I going to cook today | Bugün ne pişireceğim? |
leads to the mountains | dağlara götürüyor |
the pond is in the town | gölet kasabada |
I haven't decided, yet | Henüz karar vermedim |
It is up to my husband | kocama kalmış, bağlı |
I gained weight after I got married | Evlendikten sonra kilo aldım. |
describe | tanımlamak |
I am unlucky | Ben şanssızım |
I am going to iron clothes | Giysileri ütüleyeceğim |
nobody died that we know | bildiğimiz kimse ölmedi |
Switzerland | isviçre |
Sweden | isveç |
today was tiring | bugün yorucuydu |
during the break I cook | mola sırasında yemek yaparım |
I was late to my lesson | Dersime geç kaldım |
end of the term | dönem sonu |
I started to study again | tekrar ders çalışmaya başladım |
the cartoons I watched when I was a child | çocukken izlediğim çizgi filmler |
bring | getirmek |
Sports Equipments | spor aletleri |
I wore heels | Topuklu giydim |
heels are tiring | topuklu ayakkabılar yorucu |
I got tired | Yoruldum. |
after the lesson | Dersten sonra |
we will plant vegetables | sebze ekeceğiz |
I also got happy | Ben de mutlu oldum |
I got mad | Sinirlendim |
school shouldn't open | okul açılmamalı |
there is an Elementary at the entrance of Sille | Sille'nin girişinde bir İlköğretim var |
I went up Aladdin Hill | Alaaddin tepesi yukarı çıktım |