özel bir mesaj | a special message |
Kraliçe öldü. | The Queen died. |
Londra'ya gitmeye karar verdim. | I decided to go to London. |
Ben karar vereceğim. | I am going to decide. |
Bir ödül verdim. | I gave an award. |
Uyumaya karar verdim. | I decided to sleep. |
ülkede | in the country |
en çalışkan insan | the hardest working person |
Henüz karar vermedim. - karar vermemiş durumdayım | I haven't decided yet. |
Yarın karar vereceğiz. | We are going to decide tomorrow. |
Karar verdiğimizde, ... | When we decide, ... |
Terlerim | I sweat |
roman | novel |
sol taraf | left side |
Bu araba daha pahalı. | This car is more expensive. |
Mercedes, Tofaş'tan daha pahalıdır. | Mercedes is more expensive THAN Tofaş. |
Ali Veli'den daha uzundur. | Ali is tallER than Veli. |
Tarsus, Niyde'den daha yeşildir. | Tarsus is greener than Niğde. |
Ali Veli'den daha iyidir. | Ali is better than Veli. |
İngilizce matematikten daha ilginçtir. | English is more interesting than Maths. |
Mercedes BMW'den daha iyidir. | Mercedes is better than BMW. |
Bu araba o arabadan daha kötü. | This car is worse than that car. |
İstanbul Edirne'den daha küçük. | İstanbul is smaller than Edirne. |
Edirne Yozgat'tan daha büyük. | Edirne is bigger than Yozgat. |
Ali veli'den daha akıllı. | Ali is smarter than Veli. |
Veli, Veli'den daha zekidir. | Veli is more intelligent than Veli. |
Bir yolculuğa çıktın mı? | Did you go on a trip? |
İstanbul'a nereye gittin? | Where did you go in Istanbul? |
İstanbul'da bir kuleye gittim. | I went to a tower in Istanbul. |
İstanbul'u merak ediyorlar. | They wonder about Istanbul. |
Oyunu kazanmak istiyorum. | I want to win the game. |
O parka gitmek ücretsizdir. | Going to that park is free. |
Kitabımda İstanbul haritası var. | There is a map of Istanbul in my book. |
İstanbul'da ziyaret edilecek çok yer var. | There are so many places to visit in Istanbul. |
Köpekler kemik yemeyi sever. | Dogs like to eat bones. |
Sınavda bir soruya cevap vermedim. | I didn't answer one question in the exam. |
Sınavda daha iyisini yapmalısınız. | You should do better in the exam. |
İngilizce sınavında yüz yüz var. | I got one hundred in English exam. |
Bazen okulda yalnızım. | Sometimes I'm alone at school. |
Bilim öğretmenimi çok seviyorum. | I like my science teacher very much. |
Şaka yapıyorum! | I'm kidding! |
Bilim dersimde çok şey öğreniyorum. | I learn a lot at my science class. |
Elimi kaldırıyorum. | I raise my hand. |