I don’t have to wear a seat belt. | Emniyet kemeri takmak zorunda değilim. |
She doesn’t have to wear a seat belt. | Emniyet kemeri takmak zorunda değil. |
I had to get up very early yesterday. | Dün çok erken kalkmak zorunda kaldım. |
I used to smoke in the past. | Eskiden sigara içerdim. |
When I am tired, I sleep. | Yorgun olduğumda uyuyorum. |
When I go to work, I start to work. | İşe gittiğimde işe başlıyorum. |
When I came home yesterday, I took off my jacket. | Dün eve geldiğimde ceketimi çıkardım. |
When I came home, .... | Eve geldiğimde, .... |
When I went to the school, ... | Okula gittiğimde ... |
When I go to the city center, ... | Şehir merkezine gittiğimde ... |
When I go to the city center, I am going to buy some straberries. | Şehir merkezine gittiğimde bazı çatlaklar alacağım. |
When I go to the city center, I am going to drink coffee. | Şehir merkezine gittiğimde kahve içeceğim. |
When I go to Ankara, I am going to visit Anıtkabir. | Ankara'ya gittiğimde Anımkabir'i ziyaret edeceğim. |
When I went to Ankara, I visited Anıtkabir. | Ankara'ya gittiğimde Anirkabir'i ziyaret ettim. |
When I was tired, I had some rest. | Yorgun olduğumda biraz dinlendim. |
When I was tired, ... | Yorgun olduğumda ... |
When I was busy, ... | Meşgulken ... |
When I was tired in the morning, ... | Sabah yorgun olduğumda ... |
When I was hungry in the morning, I ate something. | Sabah açken bir şeyler yedim. |
When I come home, I take off my shoes. | Eve geldiğimde ayakkabılarımı çıkarıyorum. |
When I came home, I took off my shoes. | Eve geldiğimde ayakkabılarımı çıkardım. |
When I go to the city center, I do some shopping. | Şehir merkezine gittiğimde biraz alışveriş yapıyorum. |
When I ate that pizza, I felt dizzy. | O pizzayı yediğimde baş döndürdüm. |
When I took my son to school, I saw his teacher. | Oğlumu okula götürdüğümde öğretmenini gördüm. |
When I finish my school, I am going to be a doctor. | Okulumu bitirdiğimde doktor olacağım. |
When I read books, I feel happy. | Kitap okuduğumda mutlu hissediyorum. |
My mirror was broken. | Aynam kırıldı. |
My hand was cut. | Elim kesildi. |
Ali was killed. | Ali öldürüldü. |
Trees were cut. | Ağaçlar kesildi. |
Our house was painted. | Evimiz boyandı. |
Our shoes were stolen. | Ayakkabılarımız çalındı. |
Their house was sold. | Evleri satıldı. |
Ali's cats were killed. | Ali'nin kedileri öldürüldü. |
2 years ago, I used to go to restaurants. | 2 yıl önce, restorana giderdim. |
In the past, I used to play in the streets. | Eskiden, sokakta oynardım. |
I used to ride bike a lot. | Eskiden bisiklet sürerdim. |
I attended a meeting. | Toplatıya katıldım. |
I used to attend a meeting. | Toplatıya katılırdım. |