My kids wantED to go out. | Çocuklarım dışarı çıkmak istedi. |
I got dressed. | Giyindim. |
This apple is nice, BUT it is tasteless. | Bu elma güzel, ama tatsız. |
We went to the museum ON FOOT. | Müzeye yürüyerek gittik. |
I must finish this book SOON. | Bu kitabı bir an önce bitirmeliyim. |
Can you hear me? | Beni duyabiliyor musun? |
When I am tired, I sleep. | Yorgun olduğumda uyuyorum. |
When I go to work, I start to work. | İşe gittiğimde işe başlıyorum. |
When I came home yesterday, I took off my jacket. | Dün eve geldiğimde ceketimi çıkardım. |
When I came home, .... | Eve geldiğimde, .... |
When I went to the school, ... | Okula gittiğimde ... |
When I go to the city center, ... | Şehir merkezine gittiğimde ... |
When I go to the city center, I am going to buy some straberries. | Şehir merkezine gittiğimde bazı çatlaklar alacağım. |
When I go to the city center, I am going to drink coffee. | Şehir merkezine gittiğimde kahve içeceğim. |
When I go to Ankara, I am going to visit Anıtkabir. | Ankara'ya gittiğimde Anımkabir'i ziyaret edeceğim. |
When I went to Ankara, I visited Anıtkabir. | Ankara'ya gittiğimde Anirkabir'i ziyaret ettim. |
When I was tired, I had some rest. | Yorgun olduğumda biraz dinlendim. |
When I was tired, ... | Yorgun olduğumda ... |
When I was busy, ... | Meşgulken ... |
When I was tired in the morning, ... | Sabah yorgun olduğumda ... |
When I was hungry in the morning, I ate something. | Sabah açken bir şeyler yedim. |
When I come home, I take off my shoes. | Eve geldiğimde ayakkabılarımı çıkarıyorum. |
When I came home, I took off my shoes. | Eve geldiğimde ayakkabılarımı çıkardım. |
When I go to the city center, I do some shopping. | Şehir merkezine gittiğimde biraz alışveriş yapıyorum. |
Sometimes I visit the city hall. | Bazen belediyeyi ziyaret ederim. |
I might visit the city hall. | Belediye binasını ziyaret edebilirim. |
They still use letters. | Hala mektup kullanıyorlar. |
The system is based on the post office. | Sistem postaneye dayanıyor. |
I like to ride bicycle. | Bisiklete binmeyi severim. |
There are many slopes in my city. | Şehrimde birçok yamaç var. |
They can't climb the slopes with their bikes. | Bisikletleriyle yamaçlara tırmanamazlar. |
When they ride a bike, they get tired. | Bisiklete bindiklerinde yorulurlar. |
When I go to the city center, I do shopping. | Şehir merkezine gittiğimde alışveriş yaparım. |
My children like ice-cream a lot like all kids. | Çocuklarım da diğer çocuklar gibi dondurmayı çok sever. |
My children like ice-cream a lot. | Çocuklarım dondurmayı çok seviyor. |
There is a café opposite our house. | Evimizin karşısında bir kafe var. |
To get some fresh air, I go out. | Biraz temiz hava almak için dışarı çıkıyorum. |
You used to walk a lot. | Eskiden çok yürürdün. |
I used to smoke. | Eskiden sigara içerdim. |
I used to be a policeman. | Eskiden polistim. |
I used to live in Turkey. | Eskiden Türkiye'de yaşıyordum. |