Bugün bir mesaj aldım. | I received a message today. |
tahmin ediyorum ki ... | I guess, |
Her şeyden önce, buraya gelmelisin. | First of all, you should come here. |
Çok naziksiniz. | That's so nice of you. |
Bir parti düzenliyorum. | I am organising a party. |
en iyi arkadaşlarımdan birkaçı | a few of my best friends |
sadece bir kaçı | only a few |
Yakın arkadaşlar | my close friends |
Bu ne anlama geliyor? | What does it mean? |
Kaybolduğumuz anlamına gelir. | It means we are lost. |
kuzenimin evinde | at my cousin's house |
Kırsal kesimde yaşıyor. | She lives in the countryside. |
yüzme havuzlu güzel ve büyük bir evde | in a nice big house with a swimming pool |
kırmızı elbiseli bir kız | a girl with a red dress |
problemli çocuklar | kids with problems |
Seni göndereceğim. | I'll send you. |
Sana bir talimat göndereceğim. | I'll send you an instructions. |
neyse, hadi neyse | Anyway |
İşte iyi eğlenceler. (kolay gelsin) | Have fun at work. |
Çok sıkı çalışma. | Don't work too hard. |
Hala cevap vermiyorsun. | You're still not answering. |
Otoyola varana kadar. | until you get to the motorway. |
Sağdaki ilk büyük ev. | It's the first big house on the right. |
Eğer otobüse biniyorsan, | If you're taking a bus, |
Beni ara. | Call me. |
Oraya vardığında | when you get there |
Sabırsızlanıyorum. | I can't wait. |
arkadaş canlısı | friendly |
bir gün bir kahve kamyonu dükkanım olsun isterim | Someday, I would like to have a coffee truck shop. |
En sevdiğim dükkân çiçek mağazası | My favorite store is flower store. |
Annem terzi. | My mom is a tailor |
hayalimdeki tatil | My dream vacation |
Uzun vadeli hedeflerim yok. | I don't have long-term goals. |
Birçok kısa vadeli hedefim var. | I have many short term goals. |
Umarım olur. | I hope it will happen. |
Arkadaşlarım benim gibi değil. | My friends are not like me. |
Bir sürü arı vardı. | there were many bees. |
çiçek tarlaları güzel | flower fields are beautiful. |
kısa vadeli hedefler gerçekçi | short term goals are realistic |
Aniden bizi ziyaret ettiler. | Suddenly, they visited us. |
Etrafta bir sinek uçuşuyor. | A fly is flying around. |
Peter çok güzel bir peridir. | Peter is a lovely fairy. |
Oğlum beni arıyor. | My son is looking for me. |
ağaçların gölgeleri | shadows of the trees |
Çekmecede bir kedi var. | There is a cat in the drawer. |
Oğlum kapıya çıkartma yapıştırdı. | My son sticked some stickers on the door. |
Bana biraz sabun ver. | Give me some soap. |
Lütfen ayaklarınızı yıkayın. | Please wash your feet. |
Hacivat'ın kafası karışmış. | Hacivat is confused. |
Büyük kutup ayısı ağlamaya başlar. | Big polar bear starts crying. |
Sarı arı korkuyor. | The yellow bee is afraid. |
(olmak) bir şeyden yapılmış | (to be) made of something |
affedersiniz! | Excuse me! |
Lütfen beni dinleyin. | Just listen to me please. |
Lütfen düz git. | Please go straight. |
büyük binanın yanında | beside the large building |
Şey mi demek istiyorsun...? | Do you mean .... ? |
bir süre, biraz zaman | some time |
Bugün izinliyim. - Bugün işim yok, boşum. | I am off today. |
Tatile çıkmak istiyor. | He wants to take a vacation. |
Tatile çıkacağız. | We will go on a vacation. |
Fransa pahalıdır. | France is expensive. |
İkiniz de | both of you |
İkiniz de evdesiniz. | Both of you are at home. |
İkiniz de cezalısınız. | Both of you are grounded. |
aramak | (to) look for |
Birisini arıyoruz. | We are looking for someone. |
Yaşar mı? | Does he live? |
O oynar mı? | Does he play? |
Basketbol oynar mı? | Does he play basketball? |
Adımı biliyor mu? - bilir mi? | Does he know my name? |
Bana onun adını söyle. | Tell me his name. |
Bana senin adını söyle. | Tell me your name. |
Adresinizi söyleyin, lütfen. | Tell me your address, please. |
En yaşlı kim? | Who is the oldest? |
Kim daha yaşlı? | Who is older? |
İçlerinden biri zengin. | One of them is rich. |
İçlerinden biri kız. | One of them is a girl. |
kısa olanı | the short one |
Kırmızı olanı | the red one |
pahalı olanı | the expensive one |
Siyah olanı | the black one |
Neden soruyorsun? | Why do you ask? |
Neden ararsın? - telefonla | Why do you call? |
Neden beni arıyorsun? - telefonla | Why do you call me? |
Neden oğlumu arıyorsun? - telefonla | Why do you call my son? |
Oğlumu neden arıyorsun? | Why do you look for my son? |
Sadece buraya gel. | Just come here. |
Sadece mutlu ol. | Just be happy. |
Sen benimle ol. | Just be with me. |
Ne demek istiyorsun? | What do you mean? |
Annene benziyorsun. | You look like your mom. |
Babana benziyorsun. | You look like your dad. |
Filler karıncalara benziyor. | Elephants look like ants. |
ilk günüm | my first day |
ikinci günüm | my second day |
üçüncü günüm | my third day |
Burada yaşayan var mı? - Burada herhangi biri yaşar mı? | Does anyone live here? |
Burada tanıdığın biri var mı? | Do you know anyone here? |
Kardeşinle yaşayan bir kız | a girl who lives with your brother |
burada olan bir kız | a girl who is here |
onu seven bir kız | a girl who loves him |
Ölü bir kız | a girl who is dead |
Mardinli bir kız | a girl who is from Mardin |
Su içmez misin? | Don't you drink water? |
Neden su içmiyorsun? | Why don't you drink water? |
Su içmedin mi? | Didn't you drink water? |
Su içmeyecek misin? | Won't you drink water? |
Futbol oynamak istiyorsam, ... | If I want to play football, ... |
Televizyon izlemek istersem... | If I want to watch TV, ... |
Eminim ki ... | I am sure ... |
Evde olduklarına eminim. | I am sure they are at home. |
Evi süpürmek zorundayım. | I have to sweep home. |
Eve süpürmek zorunda değilim. | I don't have to sweep home. |
Erken kalkmam gerek. | I have to get up early. |
Bana söyleyebilirdin. | You could tell me. |
işimi bitirebilirdim. | I could finish my work. |
Tüm bu sorular | all these questions |