tur rehberi ile seyahat etmek bilgilendiricidir | travelling with a tour guide is informative |
tur rehberi ile seyahat etmek bilgilendiricidir | travelling with a tour guide is informative |
fazladan bir vardiya | an extra shift |
TV dizisini Türkçe altyazılı izledim. | I watched the TV series with Turkish subtitles. |
İkinci kez İngilizce altyazılarla izledin mi? | Did you watch for the second time with English subtitles? |
Olayı anlayamadım. | I couldn't understand the event. |
Temizlikçi bir kadın var. | There is a cleaning woman. |
Kadın planlarını unuttu. | The woman forgot about her plans. |
Bugün saat 6'da işini bitirir. | She finishes her work at 6 o'clock today. |
Adam bir şey söylüyor. | The man is saying something. |
Kadın hatırlamıyor. | Woman can't remember. |
Netflix'te bir Amerikan dizisi izledim. | I watched an American series on Netflix. |
Sormak istiyorum. | I want to ask. |
İyi olacaksın. | you'll be alright. |
gözetici, gözetmen | Supervisor |
Gelecek salı müsait değil. | She isn't available next Tuesday. |
Hastaneye gidecek. | She's going to go to hospital. |
Sence, o nereli? | In your opinion, where is she from? |
Bence Hindistan'lı. | In my opinion, she's from India. |
Sesiniz kısıldı, mikrofonunuz kapalı. | You're muted your mike is off. |
Burada danışmanım. | I'm an advisor here. |
Çocukları var. | She has children. |
Hiç çocuğu var mı? | Does she have any children-kids? |
Kendinden bahseder. | She talks about herself. |
İş görüşmesi - iş mülakatı | Job interview |
Onlar okuldalar. | They are in school. |
Onlar okul. | They are school. |
Neredeler? | Where are they? |
Temizlik yapıyor. | She is cleaning. |
Bir yastık yaptım. | I made a cushion. |
Arkadaşlarımla vakit geçirdim. | I spent time with my friends. |
Arkadaşların kimler? | Who are your friends? |
Okulu bitirdi. | She finished school. |
Genel olarak İngilizce için her gün ne yaparsın? | Generally for English what do you do every day? |
Bir diğer favori takımım Bayern Münih'ti. | My another favourite team was Bayern Munich. |
Topa çok iyi vurabiliyordu. | He could shoot the ball very well. |
Eski günlerini özlüyor musun?-özler misin? | Do you miss your old days? |
Eğer şansın olsaydı, tekrar polis olmak ister miydin? | If you had the chance, would you like to be a policeman again? |
Eğer şansım olsaydı, tekrar polis olmak istemezdim. | If I had the chance, I wouldn't like to be a policeman again. |
Sebebi nedir? | What is the reason? |
Tekrar bir şansım olsaydı, ... (şimdi hayalde) | If I had a chance again, ... |
Hala “The Office"i izliyor musun? | Do you still watch "The Office." |
Bir sürü youtuber'ı takip ediyorum. | I follow a lot of youtubers. |
Bazıları felsefe hakkında videolar oluşturuyor. | Some of them create videos about philosophy. |
Gelecek hakkında bir şeyler anlatıyorlar. | They tell something about the future. |
Aslında, ben gerçekten zekiyim. | actually, I am really smart |
bu resim karmaşık | this picture is complicated |
hayatım karmaşık | My life is complex |
Ağlıyorum. | I am crying |
Çanta taşımayı sevmem. | I don't like carrying bags |
Parkta hayvanat bahçesi vardır. | There is a zoo in the park. |
Piknik yapabilirim. | I can have a picnic. |
Barbekü yapmadık. | We didn't have barbecue. |
Gülcan'la kaleye gittik. | We went to the castle with Gülcan. |
İlginç mi? | Is it interesting? |
Zürafalar gördüm. | I saw giraffes. |
Oraya iki yıl önce gittim. | I went there two years ago. |
İkinci sınıfta okuyorum. | I study at the second grade. |
Yurtta kalırım. | I stay at the dormitory. |
Yurt yemekleri çok kötü. | Dormitory meals are very bad. |
Annemin yemeklerini seviyorum. | I love my mum's meals. |
Kampüste dolaşırız. | We go around in the campus. |
Göl yurdun arkasında. | The lake is behind the dormitory. |
Kötü kokuyor. | it smells badly. |
Üniversiteye giremez. | She can't enter the University. |
Yasaktır. | It is forbidden. |
Üniversitenize gelirsem, üniversitenize girebilir miyim? | If I come to your university, can I enter your university? |
Geri dönerken | When I was returning, |
Birlikte iyi vakit geçiriyoruz | we spend good time together |
O sessiz bir insan | She is a quiet person. |
Harika olurdu | It would be great. |
Aileden uzak, dolu dolu zaman geçirmek | Spending great time away from family |
Bunun gibi | Like this, |
Her türlü yeri severim. | I like all kinds of places. |
gezi tatili bir tur rehberi ile iyi olurdu | sightseeing holiday would be good with a tour guide |
tur rehberi ile seyahat etmek bilgilendiricidir | travelling with a tour guide is informative |
Çok eğlendim. | It was a blast. |
Sabun aldım. | I bought soap. |
Çok kötüyüm. | I'm terrible. |
Ben indirimde olan şeyleri satın almam. | I don't buy things on sale. |
Bilgisayar kullanmam. | I don't use computers. |
Her şeyi satın alırım. - Herhangi bir şeyi satın alırım. | I buy anything. |
Sevdiğim kedi | the cat I like |
Kediyi severim. | I like the cat. |
yediğim pasta | the cake I ate |
yediğim kedi | the cat I ate |
sahip olduğum bir şey | something I have |
Kaybettiğim bir şey | something I lost |
gördüğüm her şey | anything I see |
Bazen çok pahalıdır. | it's sometimes very expensive. |
Sadece paramı boşa harcıyorum. | I just waste money. |
Gitmem gerek. | I need to go. |
Bütçeme para ayırmam gerekiyor. | I need to budget my money. |
peki ya sen? | What about you? |
indirimde olan birçok şey | a lot of things on sale |