Yusuf'la rock müzik dinlemeyi seviyorum. | I like to listen rock music with Yusuf. |
onlar saygılı | They are respectful. |
onlar saygılı | They are respectful. |
onlar saygılı | They are respectful. |
onlar saygılı | They are respectful. |
Ben görene kadar Australia'nın güzel olduğuna inanmamıştım. | I didn't believe Australia was beautiful until I saw it. |
Ben görene kadar Australia'nın güzel olduğuna inanmamıştım. | I didn't believe Australia was beautiful until I saw it. |
Ben görene kadar Australia'nın güzel olduğuna inanmamıştım. | I didn't believe Australia was beautiful until I saw it. |
Diğer kutu sarı. | The other box is yellow. |
Ev ödevi yapıyor. | She is doing homework. |
Yüzmeyi biliyorum. | I know how to swim. |
Fransızca konuşmayı öğreneceğim. | I am going to learn how to speak French. |
Fransızca konuşmayı bilmiyorum. | I don't know how to speak French. |
Araba kullanmayı biliyorum. | I know how to drive a car. |
Fotoğraflarınızı nerede paylaşıyorsunuz? | Where do you share your photos? |
Video çekmeyi bilmiyorum. | I don't know how to shoot videos. |
Video çekmeyi sevmem. | I don't like shooting videos. |
Geçmişi değiştiremezsin. | You can't change the past. |
Harekete geçme zamanı. | It is time for action. |
Eğlence zamanı. | It is time for fun. |
Yemek zamanı. | It is time to eat. |
Uyuma vakti geldi. | It is time to sleep. |
Ders çalışma zamanı. | It is time to study. |
Yeterli zamanım yok. | I don't have enough time. |
Benden daha zengin değilsin. | You are not richer than me. |
Sen ondan daha önemli değilsin. | You are not more important than he is. |
Lütfen bana bir iş bul. | Please find me a job. |
Ali'yi bul! | Find Ali! |
Onu bana getir. | Bring him to me. |
Alışverişe git! | Go to shopping! |
Ödevini yap! | Do your homework! |
Buraya gel! | Come here! |
Eve git! | Go home! |
Ankara'ya git! | Go to Ankara! |
Ankara'ya gel! | Come to Ankara! |
Atölyede yangın var. | There is a fire in the workshop. |
Atölye yanıyor. | The workshop is on fire. |
Evimi toplarım. | I tidy my house. |
6 yaşındayken öğrendim. | I learned when I was 6 years old. |
sakin hissediyorum. | I feel calm. |
Dişçi 20 dakika uzakta | the dentist is 20 minutes far |
Özelim çünkü çalışkanım. | I am special because I am hardworking |
Ailem ve arkadaşlarımla vakit geçirmeyi severim. | I like to spend time with family and friends. |
Düğünler 3 gün sürüyor | Weddings last 3 days |
Böyle olmasını istedim. | I wanted it this way. |
Halam Çorum'da yaşıyor. | My aunt lives in Çorum. |
Türk gelenekleri iyidir | Turkish customs are good |
Türkler iki yanaktan öper. | Turkish people kiss on both cheeks |
bez | cloth |
Yeğenim çok güzel. | My niece is very beautiful. |
Gelecek hafta Ankara'ya gideceğim. | Next week, I will go to Ankara. |
Yusuf'un başka adı var mı? | Does Yusuf have another name? |
manken | model |
Nasıl hissettin? | How did you feel? |
doğumdan sonra | after the birth |
Çok ziyaretçin var mıydı? | Did you have many visitors? |
Bu konuda kızgın değildim. | I wasn't angry about this. |
Bu konuda hiçbir şey hatırlamıyorum. | I don't remember anything about this. |
Hiç uyumazdı. | He did never use to sleep. |
O uyumayınca ben de uyuyamadım. | When he didn't sleep, I couldn't sleep, too. |
kaç kilo | how much does she weigh? |
3 kilo ağırlığında | She weighs 3 kilos. |
Kocam kardeşiyle telefonda konuşuyor. | My husband talks to his brother on the phone. |
Görene kadar anlamadı. | He didn't understand until he saw |
Aldığınız bir hediye (birisi size verdi) | A present you have received (someone gave it to you) |
Kuzenim takı verdi (cülri) | My cousin gave jewelry (cülri) |
Benim için özel | It is special for me. |
zaman yönetimi | time management |
Yöneticim işi yönetir | My manager manages work |
mesajlara cevap veriyorum | I reply to messages |
O zaman boş zamanım var | That's when I have free time |
kendi başına yapıyor | he does it on his own |
gün doğumu güzel | the sunrise is beautiful |
hepsi aynı | they are all the same |
Tıpkı diğer günlerdeki gibi işe gidiyorum. | just like the other days I go to work. |
Bahçeli bir ev istiyorum. | I want a house with a garden. |
yumurtası için tavuk istiyorum | I want a chicken for its eggs |
apartmanlardan bıktık | We are sick of apartments. |
Yavaş koşabilirim. | I can run slow. |
Yürürken müzik dinlemek güzel | Listening to music while walking is beautiful |
Yusuf'la rock müzik dinlemeyi seviyorum. | I like to listen rock music with Yusuf. |
Görene kadar inanmadım. | I didn't believe until I saw. |
Avustralya'yı görene kadar güzel olduğuna inanmıyordum. | Until I saw Australia, I didn't believe it was beautiful. |
Yaşam tarzlarını seviyorum. | I like their lifestyle. |
onlar saygılı | They are respectful. |
Sana ihtiyacım var | I need you. |
Ağaçlarda yetişiyoruz | We grow on trees. |
Özellikle yazın yeniyorum. | I am especially eaten in summer. |
Bu şehir yorucu. | This city is tiring. |
Avustralya'yı görene kadar güzel olduğuna inanmıyordum. | I didn't believe Australia was beautiful until I saw it. |
Yusuf geçen hafta evdeydi. | Yusuf was at home last week. |
Yusuf geçen hafta sağlıklı değildi. | Yusuf wasn't healthy last week. |
Bugün okula gitmek istemedi. | Today, he didn't want to go to school. |
Sonbaharda mıyız, kışta mıyız? | Are we in autumn or winter? |
Hava çok soğuk değil. | The weather isn't very cold. |
Kar yağdığında kartopu oynarız. | When it snows, we play snowball. |
Kar yağdığında kartopu oynayacağız. | When it snows, we will play snowball. |
yağmuru özledik | We missed the rain. |
Balkabaklarla tatlı yaparım. | I make dessert with pumpkins. |
Sonbahardaki güzel anım Bolu'daydı. | My good memory in autumn was in Bolu. |
Sonbaharda memleketimde hava çok güzel. | Weather in my hometown in autumn is beautiful. |
bir elmanın kabuğunu yerim | I eat the skin of an apple |
Elmamı soymayı sevmiyorum. | I don't like to peel my apple. |
Ormanda olmayı seviyorum. | I like to be in the woods. |
Yusuf uçurtma uçurmayı sever | Yusuf likes to fly a kite. |
Kız kestane topluyor. | The girl is collecting chestnuts |
sincaplar çok sevimli | Squirrels are so cute |