Buscar
🇪🇸
MEM
O
RY
.COM
4.37.48
Invitado
Iniciar sesión
Página de inicio
0
0
0
0
0
Crear curso
Cursos
Último juego
Panel
Notificaciones
Clases
Carpetas
Exámenes
Exámenes personalizados
Ayuda
Marcador
Tienda
Premios
Amigos
Asignaturas
Modo oscuro
Identificador de usuario: 999999
Versión: 4.37.48
www.memory.es
Estás en modo de exploración. debe iniciar sesión para usar
MEM
O
RY
Inicia sesión para empezar
Index
»
İrem's Vocabulary
»
Chapter 1
»
20 feb
level: 20 feb
Questions and Answers List
level questions: 20 feb
Question
Answer
kilitlemek - kilidini açmak
to lock - to unlock
Satmak
to sell - sold- sold
gölge
shade
karşıdan kaşıya geçmek
to cross
bahçede çalılar
bushes in the garden
teker teker
one by one
kıyı
shore
tam yaptıkları sırada, tam o esnada
just as + sentence
bir şeyler yapmak üzere olmak
to be about to do something
yıkanmak
to bathe
çamurlu sıvı
muddy liquid
sessiz kamyon
silent truck
adam kokusu
smell of man
sadece
merely
sallanmak
to swing
bir filin uzun gövdesi
long trunk of an elephant
Kafa sallamak
to sway head
bir şeye göz kulak olmak
to keep an eye on something
yukarıda tutmak
to hold up
şüpheli koku
suspicious smell
örnek almak, numune almak
to sample
derinlemesine araştırmak
to investigate
bir kişinin kararını vermesi
to make up one's mind
ilerlemek
to advance
sorgulamak - sorgulayarak
to inquire - inquiringly
buna karşılık, -iken
whereas
bana göre
To me
bir “nesil” önce
A "generation" ago
azınlık
minority
-e rağmen
in spite of
- nın aksine
contrary to
yasalara göre, yasa gereği
By law
avukat
lawyer
kitaba göre, işini kitabına uyduran adam
by the book
tarlalarda
in the fields
su basmış, sele uğramış
flooded
kuraklıktan muzdarip olmak
to suffer from drought
kontrol etmek
to check
kuyruk, sıra - otobüs kuyruğu gibi
queue
trene binmek
to get on the train
bilmeme izin ver
let me know
varmak, ulaşmak
to get
bir şey yapmak için
in order to do something
Memleket boyunca
Cross-country
gerektirmek
to require
varmak, edinmek
to get
izin vermek
to allow
bir hızda
at a pace
patlamak
to explode
kırsal bölgeyi keşfetmek
to explore the countryside
Tepeden Aşağı
down a hill
mekanik bir asansör
a mechanical lift
mekanik bir asansör
a mechanical lift
getirmek
to bring - brought - brought
liderlik etmek, yol açmak, sebep olmak
to lead - led - led
sessiz - oldukça - bırakmak(vazgeçmek)
quiet - quite - to quit