level: 3rd Level
Questions and Answers List
level questions: 3rd Level
Question | Answer |
---|---|
investment | yatırım |
resignation | istifa |
internet "access" | erişim |
to reveal | ortaya çıkarmak |
to compete against | rekabet etmek |
to be regarded as | olarak kabul edilmek |
intellectual | entellektüel (zihinsel) |
to surpass | aşmak, geçmek |
to astound sb | şaşırtmak |
Despite | -e rağmen |
no longer | artık değil, artık yok |
to settle | yerleşmek |
realty | emlak |
servant | hizmetçi |
superiority | üstünlük |
to convince sb | ikna etmek |
to attempt to do sth | bir şey yapmaya teşebbüs etmek, denemek |
to obtain | elde etmek, ele geçirmek |
employer | işveren |
thereby | böylece |
to correlate | ilişkilendirmek |
to supplement | takviye etmek |
"to stimulate" brain | uyarmak |
insulated wire | yalıtılmış tel |
adjacent | bitişik |
invaluable | paha biçilmez |
screwdriver | tornavida |
to declare sth | ilan etmek |
thriller | gerilim filmi |
persistence | sebat |
to persist on sth | üzerinde devam etmek, sebat etmek |
to insist on sth (doing) | üzerinde ısrar etmek |
mortgage | ipotek |
to bring sb down | moralini düşürmek, bozmak |
to set out | yola çıkmak |
to sort sth out | bir problemin içinden çıkmak, problemi çözmek |
considerable | önemli |
margin | kenar boşluğu |
to "cut back" expenditures | azaltmak için |
to catch up | laflamak, arkadaşlarla sohbet |
to betray sb | ihanet etmek |
to dismiss | görevden almak, gözardı etmek |
primary care physicians | birinci basamak hekimleri |
physics | fizik |
life-threatening | hayatı tehdit eden |
access | giriş, erişim |
It is "not to do" with the economy. | "ilgisi yok" |
in line with | doğrultusunda, uyumlu |
promotion | ekstra kazanç |
to substitute | yerine geçmek |
placebo | sahte ilaç |
exclusion | dışlama |
to exclude | hariç tutmak |
Adjustment | ayarlama, düzenleme |
Beneficiary | yararlanıcı, faydalanıcı |
to attribute sth to sth | bir şeyin sebebini bir şeye bağlamak |
deal | anlaşma |
expert | uzman |
eligible | uygun, seçime müsait |
compensation | tazminat, telafi |
to subsidize | boyutu küçülmüş |
ambassador | büyükelçi |
Battered | hırpalanmış |
will | niyet, arzu |
willing | istekli |
sovereign | egemen kişi, hükümdar |
to lament upon sth | bişey üzerine ağlamak, ağıt yakmak |
the Atlas Ocean | atlas okyanusu |
the Pacific Ocean | pasifik okyanusu, büyük okyanus |
agenda | gündem |
horizontal | yatay, ufuksal |
to make do | idare etmek |
autograph | imza, kendi resmi |
to enter for | yer almak |
to comply with | uymak |
It's beyond me. | beni aşar |
people with disadvantages | dezavantajlı insanlar |
for ages | yıllarca |
to pay in cash | nakit ödemek |
to pay by credit card | kredi kartı ile ödeme yapmak |
motorway | otoyol |
december | aralık |
october | ekim |
to make it to somewhere | bir yere ulaşabilmek |
to stir | karıştırmak |
to commit suicide | intihar etmek |
to appoint | atamak |
to nominate | aday göstermek |
shop-lifting | dükkan soygunu |
to imprison | hapsetmek |
green thumb | çiçek/bitki yetiştirme yeteneği |
convincingly | inandırıcı bir şekilde, ikna edici bir şekilde |
the siege of Istanbul | istanbul kuşatması |
commercial privileges | ticari ayrıcalıklar |
commercial concessions | ticari imtiyazlar |
extensive | kapsamlı, geniş |
whereby | vasıtasıyla, sayesinde |