Buscar
🇪🇸
MEM
O
RY
.COM
4.37.48
Invitado
Iniciar sesión
Página de inicio
0
0
0
0
0
Crear curso
Cursos
Último juego
Panel
Notificaciones
Clases
Carpetas
Exámenes
Exámenes personalizados
Ayuda
Marcador
Tienda
Premios
Amigos
Asignaturas
Modo oscuro
Identificador de usuario: 999999
Versión: 4.37.48
www.memory.es
Estás en modo de exploración. debe iniciar sesión para usar
MEM
O
RY
Inicia sesión para empezar
Index
»
Total Turkish by Mona
»
Total Turkish by Mona
»
yyy2
level: yyy2
Questions and Answers List
level questions: yyy2
Question
Answer
a walk (hiking, trekking)
yürüyüş
region
yöre
in summer, (summetime)
yazın
seven
yedi
seventh
yedinci
a nephew (a niece)
yeğen
a vest
yelek
a sail
yelken
chopsticks
yemek çubukları
a crab
yengeç
new
yeni
instead
yerine
place (location; ground, floor)
yer
green
yeşil
spring onion
yeşil soğan
a talent (ability)
yetenek
talented (gifted)
yetenekli
enough (satisfactory, adequate, sufficient)
yeterli
authorised
yetkili
seventy
yetmiş
year
yıl
anniversary
yıl dönümü
a snake
yılan
thunderbolt
yıldırım
lightning love
yıldırım aşkı
a star
yıldız
annual
yıllık
again
yine
twenty
yirmi
predatory
yırtıcı
yogurt
yoğurt
there is not (there are not)
yok
No way!
Yok artık!
otherwise (unless),
yoksa
poor
yoksul
an ascent
yokuş
downhill
yokuş aşağı
uphill
yokuş yukarı
a road (way)
yol
a passenger
yolcu
a trip
yolculuk
direction (aspect, way)
yön
management (administration)
yönetim
a director
yönetmen
a method
yöntem
a quilt
yorgan
tired
yorgun
tiring (tiresome, exhausting)
yorucu
to get tired
yorulmak
a sip (gulp)
yudum
Booo (No way!)
Yuh!
cargo (load, burden)
yük
High
yüksek
an egg
yumurta
soft
yumuşak
wool
yün
heart (courage)
yürek
abroad
yurtdışında
a nest
yuva
round
yuvarlak
(one) hundred
yüz
face
yüz
percent
yüzde
a fin
yüzgeç
swimming
yüzme
a ring
yüzük
the hundredth
yüzüncü
because of (due to, on account of)
yüzünden
on foot
yürüyerek
dense
yoğun
abroad
yurt dışı
enough
yeter
not enough
yetmez
widespread
yaygın
to spread
yaygınlaşmak
a clover
yonca
oat
yulaf
to be ruled
yönetilmek
to rule (to govern)
yönetmek
to tire
yormak
to get tired (to fatigue)
yorulmak
to take a sip (to take a gulp)
yudumlamak
to sip
yudumlamak
to rise (to increase, to ascend, to grow, to go up)
yükselmek
to walk
yürümek
to swim
yüzmek
to create
yaratmak
to lick
yalamak
a spare part
yedek parça
burnt
yanmış
an eel
yılan balıığı
an oath
yemin
a contest
yarışma
to upgrade (to raise, to bring up)
yükseltmek
a stack
yığın
printer
yazıcı
to bait
yemlemek
a duvet
yorgan
a creator
yapımcı
a ball
yumak
pedestrians
yayalar
to place
yerleştirmek
precipitation
yağış
heavy rainfall
ağır yağış
surface
yüzey
to send
yollamak
sticky
yapış yapış
to condense
yoğunlaşmak
a life
yaşam
a collar
yaka
to roll
yuvarlamak
local (regional, endemic)
yöresel
a bat
yarasa
a grower
yetiştirici
grown up
yetişmiş
a competence
yetki
proficient
yetkin
to become competent (to improve oneself)
yetkinleşmek
sufficiency (competence)
yeterlik
defeated (eaten, refreshed)
yenilen
insulation (isolation)
yalıtım
newborn (infant)
yenidoğan
to mislead
yanıltmak
for (intended, oriented to)
yönelik
Ovulation
Yumurtlama
conducted (carried out, executed)
yürütülen
to complain
yakınmak
a settlement
yerleşme
to lean on (to lean against)
yaslanmak
image (reflection)
yansıma
to reflect
yansımak