level: Meeting Vocabulary
Questions and Answers List
level questions: Meeting Vocabulary
Question | Answer |
---|---|
evcil hayvan veterineri | pet vet |
mülkiyet merdiveni | the property ladder |
parayı bir kenara koymak | to put the money away |
oysa, buna karşılık, iken | Whereas |
bunun benimle bir ilgisi yok | It is nothing to do with me. |
benimle ilgili bir şey | It is something to do with me. |
servet | wealth |
başarmak | to accomplish |
hitap etmek | to address sb |
toplantıyı kapatmak | to adjourn the meeting |
dahası, | Furthermore, |
"tahsis etmek", görev vermek | to "allocate" someone to bring |
detaylandırılmamış, belirtilmemiş öğe | unspecified item |
oylama | ballot |
"yönetim kurulu" | "board" of directors |
karar oyu | casting vote |
oy çokluğu | majority of votes |
oy birliği ile | unanimously |
açıklama | clarification |
doğrulama | verification |
kapanış konuşmaları | closing remarks |
işbirliği yapmak | to collaborate |
başlamak | to commence |
gizli | confidential |
lütfen bu bilgileri "ifşa etmeyin" | Please do not "disclose" this information. |
fikir birliğine varmak | come to a consensus |
belirlemek | to designate |
şikayet | grievance |
uygulamaya koymak | to implement |
bu "zorunlu" olduğunu | It is "mandatory" that |
toplantı notları | minutes |
teklif | motion |
vekil oy | proxy vote |
öncelik | priority |
yeterince nitelikli | qualified enough |
ikna etmek | convince |
baskın olmak | to dominate |
son bulması beklenmek | to supposte to last |
umursamak | to care |
yolda kalmak | to stay on track |
alay geçmek | to guy |
bir fikir ortaya koymak | to come up with an idea |
olumsuzlamak | to negate |
endişelerini anlıyoruz | We get your concerns |
yaşlı, kıdemli | senior |
başaramamak | underachieve |
alabalık | trout |
mezgit | haddock |
kaymak | kaymak |
bayat balık | stale fish |
gevşemiş | slackened |
olta | Fishing rod |
ağlar ile kaleler | goals with nets |
rehberlik hocası | guidance teacher/consultant teacher |
tanık | witness |
öğüt almak | to heed |
saç taramak | to comb hair |
saç jölesi kullanmak | to use hair gel |
inek öğrenci | nerd |
dalga geçmek | to tease |
sanal kart | Virtual card |
dolandırıcı | defraudster |
şüpheli işlem | suspicious transaction |
emekli | retiree |
valilik | governors office |
gözetmen/gözlemci | supervisor |
eski vali | ex-governer |
kaymakam | District Governor |
tayin | appoinment |
sert, şiddetli | harsh |
nadir - nadiren | rare - rarely |
sobanın yanında | by the stove |
güneşlenmek | to sunbathe |
toz-çamur | dust- mud |
drenaj kanalları | drainage canals |
uyuya kalmak | to fall asleep |
kör perde | blind curtain |
Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. | March makes you look through the door, make you burn a pickaxe shovel. |
kuyruk | queue |
Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. | Never cast a clout till May is out. |
telaşlı gün | hectic day |
konserve yiyecek | conserved food |
çilingir | locksmith |
yedek lastik | spare tyre |
yedek kıyafetler | spare clothes |
bir ATM'den para çekmek | to withdraw money from an ATM |
revir | infirmary |