Buscar
🇪🇸
MEM
O
RY
.COM
4.37.48
Invitado
Iniciar sesión
Página de inicio
0
0
0
0
0
Crear curso
Cursos
Último juego
Panel
Notificaciones
Clases
Carpetas
Exámenes
Exámenes personalizados
Ayuda
Marcador
Tienda
Premios
Amigos
Asignaturas
Modo oscuro
Identificador de usuario: 999999
Versión: 4.37.48
www.memory.es
Estás en modo de exploración. debe iniciar sesión para usar
MEM
O
RY
Inicia sesión para empezar
Index
»
Aydın's Classroom, Professional Development
»
Chapter 1
»
2nd Level
level: 2nd Level
Questions and Answers List
level questions: 2nd Level
Question
Answer
büyükelçi
ambassador
kafatası
skull
bacak bacak üstüne atmak
cross one's legs
mezarlık
graveyard
beyzbol sopası
baseball bat
tuhaf
bizarre
muazzam, devasa
enormous
salam
salami
disket
floppy disk
o zamanlar öyleydi
Those were the times.
yaramaz
mischievous
sonsuza dek ve bir gün
forever and a day
bıkmış
"frustrated" woman
rakım
altitude
şafak
dawn/sunrise
alacakaranlık
dusk
minnettar
grateful
görselleştirmek
to visualise
baskül
scale
çay yudumlamak
to sip tea
ima etmek
to imply
açıkça
explicitly
telaşlanmak
to get flustered
anlatıcı
Narrator
bir şeyle ilgilenmek
to take care of sth
şimdiye kadar
so far
otoriter
bossy
(yapsam) iyi olur
had better
solgun
pale
tanrım
Golly gosh
fazlasıyla
too
çift kişilik oda (couples)
Double room
iki yataklı oda
twin room
nedense
for some reason.
ısrar etmek
to insist
ile ilgili bir şey
something to do with
başka birşey var mı
Anything else
şeyler
stuff
dalga geçmek
to tease
problemi çözmek, karmaşıklaşan bir işin içinden çıkmak
to sort out sth
göze almak,
to afford
işte başlıyoruz./haydi bakalım
Here it goes.
continantal kahvaltı (avrupa)
continental breakfast
çevirmek
to dial a number
ilgilenmek
to deal with sth
gurbet
expatriate
işleri kuralına göre yapan
by the book
ustura
razor
etkinlik, olay
event
görüşmeyeli nasılsın?
How have you been?
çok uzun zaman oldu
It's been ages.
en azından
At least (little-less-least)
çalışmak
to work out
yani, demek istediğim şu ki...
I mean
öngörülebilir
predictable
takma isim
nickname
fethetmek
to conquer
işgal etmek
to invade
zaman su gibi akıp geçiyor.
Time flies like a river.
dolaşıp gelmek
to come round
takas etmek
to swap
tutkulu, hırslı
passionate
sabırlı
patient
peşinde
in pursuit of sth
çıkarım
deduction
bagaj, yük
luggage
bavul
suitcase
işten çıkarmalar
layoffs
sözcü
spokesperson
işe almak
to recruit
CEO
chief executive officer
turnike
turnstile
para iadesi
to refund
başarmak
to accomplish
bitirmek, iptal etmek
"adjourn" the meeting
görev vermek
to allocate
oylama
ballot
son karar alıcı oy
casting vote
işbirliği yapmak
to collaborate
adli meseleler
judicial issues
gizli
confidential
özel olarak ayarlamak, tahsis etmek
to designate
şikayet
grievance
uygulamaya sokmak
to implement
toplantı notları
minutes
amaç, hedef
objective
itiraz
objection
vekaleten oy verme
proxy vote
dakik
punctual
oybirliği
unanimous
anonim
anonymous