Buscar
Estás en modo de exploración. debe iniciar sesión para usar MEMORY

   Inicia sesión para empezar

Toprak's Vocabulary


🇬🇧  »  🇹🇷
Learn Turco From Inglés
Creado:
Toprak's Vocabulary


Public


0 / 5  (0 calificaciones)



» To start learning, click login

1 / 25

🇬🇧


I washed the dishes.
🇹🇷


Bulaşıkları yıkadım.

Practique preguntas conocidas

Manténgase al día con sus preguntas pendientes

Completa 5 preguntas para habilitar la práctica

Exámenes

Examen: pon a prueba tus habilidades

Pon a prueba tus habilidades en el modo de examen

Aprenda nuevas preguntas

Modos dinámicos

InteligenteMezcla inteligente de todos los modos

Modo manual [beta]

El propietario del curso no ha habilitado el modo manual
Modos específicos

Aprende con fichas
elección múltipleModo de elección múltiple

Toprak's Vocabulary - Marcador

1 usuario ha completado este curso

Ningún usuario ha jugado este curso todavía, sé el primero


Toprak's Vocabulary - Detalles

Niveles:

Preguntas:

287 preguntas
🇬🇧🇹🇷
I washed the dishes.
Bulaşıkları yıkadım.
I can eat anything for lunch.
Öğle yemeği için her şeyi yiyebilirim.
I come home at 8 PM.
Akşam 8 'de eve geliyorum.
Light blue - dark blue
Açık mavi - koyu mavi
Sometimes, I have tea.
Bazen çay içerim.
At the weekend
Haftasonunda
I went to Antalya once.
Bir kez Antalya'ya gittim.
Shopping center
Alışveriş merkezi
Kentplaza is the best for me.
Kentplaza benim için en iyisi.
I like to visit Decathlon.
Decathlon'u ziyaret etmeyi seviyorum.
I have two curtains.
İki perdem var.
I don't have a pet.
Benim evcil hayvanım yok.
I had a cat.
Bir kedim vardı.
My cat
Kedim
My cat died.
Kedim öldü.
Ali died.
Ali öldü.
At seven o'clock
Saat yedide
At six o'clock
Saat altıda
My cat died this week.
Kedim bu hafta öldü.
My cat died last year.
Kedim geçen yıl öldü.
Your bank
Senin bankan
My bank is big.
Benim bankam büyük.
I will have breakfast at eight thirty.
Sekiz otuzda kahvaltı yapacağım.
I will have breakfast at the bank.
Kahvaltımı bankada yapacağım.
I will eat eggs for breakfast.
Kahvaltıda yumurta yiyeceğim.
How many eggs
Kaç yumurta
Which days
Hangi günler
I go to the gym twice a week.
Haftada iki kez spor salonuna gidiyorum.
How often
Ne sıklıkta
The gym is not far away from.
Spor salonu uzak değil.
The gym is close.
Spor salonu yakındır.
I meet my friends in Zafer.
Zafer'de arkadaşlarımla buluşuyorum.
In Konya, I like Mevlana Museum the most.
Konya'da en çok Mevlana müzesi'ni severim.
I like football the most.
En çok futbolu seviyorum.
I bought English books to read.
Okumak için İngilizce kitaplar aldım.
I cooked pasta to eat.
Yemek için makarna pişirdim.
My favourite writer is Agatha Christe.
En sevdiğim yazar Agatha Christe.
My favourite singer is Sertap Erener.
En sevdiğim şarkıcı Sertap Erener'dir.
I listen to music on Spotify.
Spotify'da müzik dinliyorum.
I don't listen to music on Spotify.
Spotify'da müzik dinlemiyorum.
I am on my mobile phone.
Cep telefonumdayım. - Telefonumla ilgileniyorum.
My favourite youtuber is JimVideos.
En sevdiğim youtuber JimVideos.
I watch Jimvideos.
Jimvideos izlerim.
Please connect again.
Lütfen tekrar bağlanın.
Eight years ago
Sekiz yıl önce
I don'y have any questions.
Benim herhangi bir sorum yok.
Please continue!
Lütfen devam et!
Let's continue!
Devam edelim!
She works as an assistant manager.
Müdür yardımcısı olarak çalışır.
Meltem is honest and reliable.
Meltem dürüst ve güvenilirdir.
As soon as possible
Mümkün olan en kısa sürede
Other than Tavuk Dünyası
Tavuk Dünyası dışında
Togo is a lovely place.
Togo çok güzel bir yer.
We order çiğköfte.
Çiğköfte sipariş ediyoruz.
They bring çiğköfte.
Çiğköfte getiriyorlar.
That delicious doner
O lezzetli döner
Then, I had some tea.
Sonra, Biraz çay içtim.
Do you have a dishwasher?
Bulaşık makineniz var mı?
I don't have a dishwasher in my house.
Evimde bulaşık makinesi yok.
I didn't go out today.
Bugün dışarı çıkmadım.
I didn't work today.
Bugün çalışmadım.
I start to work at eight thirty.
Sekiz buçukta işe başlarım.
My bicycle is in Aydın.
Bisikletim Aydın'da.
I didn't take my bike to Konya.
Bisikletimi Konya'ya götürmedim.
Do you want to sell your bicycle?
Bisikletinizi satmak ister misiniz?
I don't want to sell my bike.
Bisikletimi satmak istemiyorum.
I bought my bike for ten thousand liras.
Bisikletimi on bin liraya aldım.
I sold my car.
Arabamı sattım.
Almost free
Neredeyse ücretsiz
You don’t spend any money on fuel oil.
Akaryakıt için hiç para harcamazsın.
Four and a half lira
Dört buçuk lira
Even so
Öyle bile olsa
I WOKE up at 9 o'clock.
Saat 9'da uyandım.
I HAD breakfast.
Kahvaltı yaptım.
I WORE my clothes.
Elbiselerimi GİYDİM.
I WENT outside.
Dışarı ÇIKTIM.
I WENT to the hospital.
Hastaneye GİTTİM.
I HAD sore throat.
Boğazım AĞRIYORDU.
The doctor GAVE me drugs.
Doktor bana ilaç VERDİ.
Then, I WENT to the pharmacy.
Sonra eczaneye GİTTİM.
I BOUGHT medicine.
İlaç ALDIM.
I CAME home late.
Eve geç GELDİM.
I CALLED my friends.
Arkadaşlarımı ARADIM.
My friend CAME to my house.
Arkadaşım evime GELDİ.
Then, we SPOKE in English with each other.
Sonra, birbirimizle İngilizce KONUŞTUK.
We ORDERED çiğköfte FROM Kommagene.
Kommagene'den çiğköfte SİPARİŞ ETTIK.
Wrap is not enough for me.
Dürüm benim için yeterli değil.
Graduation ceremony
Mezuniyet töreni
It is unbelievable.
Bu inanılmaz.
Are you busy?
Yoğun musun?
I asked for a transfer to Istanbul.
İstanbul'a tayin istedim.
High-speed train
Yüksek Hızlı Tren
Certainly
Kesinlikle
Unfortunately
Maalesef, ne yazık ki
Hanif wants to be a doctor.
Hanif doktor olmak istiyor.
Hanif wants to be a dentist.
Hanif diş hekimi olmak istiyor.
I like some of the Syrians.
Suriyelilerin bazılarını seviyorum.