Nancy'nin Türkçe Kelimeleri
🇬🇧 » 🇹🇷
Learn Turco From Inglés
Learn Turco From Inglés
Practique preguntas conocidas
Manténgase al día con sus preguntas pendientes
Completa 5 preguntas para habilitar la práctica
Exámenes
Examen: pon a prueba tus habilidades
Pon a prueba tus habilidades en el modo de examen
Aprenda nuevas preguntas
Modo manual [beta]
El propietario del curso no ha habilitado el modo manual
Nancy'nin Türkçe Kelimeleri - Marcador
También te puede interesar
Nancy'nin Türkçe Kelimeleri - Detalles
Niveles:
Preguntas:
198 preguntas
🇬🇧 | 🇹🇷 |
My parents-in-law came. (Mother and Father of My Bride) | Dünürlerim geldi. (Gelinimin anne ve babası) |
I have a purpose. | Bir amacım var. |
I have a duty. | Bir görevim var. |
The pool is closed. | Havuz kapalı. |
The pool was closed. | Havuz kapalı idi. |
I was a judge. | Ben bir hâkim idim. |
I was a referee. = | Ben bir hakem idim. = |
I swam in the indoor pool. | Kapalı havuzda yüzdüm. |
Non-governmental organisation | Sivil Toplum Kuruluşu |
Non -profit organization | Kar Amacı Gütmeyen Kuruluş |
I am interested in women's rights. | Kadın hakları ile ilgileniyorum. |
My daughter is working in prison. | Kızım cezaevinde çalışıyor. |
My daughter is not a nurse. | Kızım bir hemşire değil. |
I have a job interview tomorrow. | Yarın bir iş görüşmem var. |
I am so curious. | Çok meraklıyım. |
I was very curious. | Çok meraklı idim. |
I am a member of an association. | Bir dernek üyesiyim. |
I was a member of an association. | Bir derney üyesi idim. |
This is a famous restaurant. | Burası meşhur bir lokanta. |
What is famous in Portland? | Portland’da ne ünlüdür? |
New Zealand | Yeni Zellanda |
National Park | Milli Park |
Physiotheraphy | Fizik Tedavi |
Mother -in -law (inf.) (mother -in -law) | Kaynana (inf.) (kayınvalide) |
I talked to my mother -in -law. | Kayınvalidem ile konuştum. |
I talked to my mother -in -law. | Kaynanam ile konuştum. |
I love to drink milk. | Süt içmeye bayılırım. |
I rested a little. | Biraz dinlendim. |
I want to rest a little. | Biraz dinlenmek istiyorum. |
I listened to lullaby while resting. | Dinlenirken ninni dinledim. |
I love chocolate. | Çikolataya bayılırım. |
I love watching Netflix. | Netflix izlemeye bayılırım. |
Have you ever participated in the competition? | Hiç yarışmaya katıldın mı? |
I live alone. | Yalnız yaşıyorum. |
I work in Turkish every day. | Her gün Türkçe çalışıyorum. |
Everyone is at home. | Herkes evde. |
I love historical movies. | Tarihi filmleri seviyorum. |
I don't like action movies. | Aksiyon filmlerini sevmiyorum. |
Smoothie | Buzlu meyveli içecek |
Iced fruit drinks are not common in Turkey. | Buzlu meyveli içecekler Türkiye'de yaygın değil. |
Mild chilly | Az acılı |
I like steak. | Biftek severim. |
Lobster and crab | Istakoz ve yengeç |
Lebanon and Greece | Lübnan ve Yunanistan |
Salmon | Somon balığı |
I've never lied. | Hiç yalan söylemedim. |
Me too | Ben de |
What is going on? | Ne var ne yok? |
There isn’t a museum. | Bir müze var. |
There is no child. | Bir çocuk yok. |
There is no child in the car. | Arabada bir çocuk yok. |
There is a child. | Bir çocuk var. |
There isn’t a child. | Çocuk yok. |
There isn’t a child in the car. | Arabada bir çocuk yok. |
I have two sons. | İki oğlum var. |
I have a husband. | Benim kocam var. |
I have a daughter-in-law. | Gelinim var. |
I like walking. | Yürümeyi seviyorum. |
I like eating pizza. | Pizza yemeyi seviyorum. |
I like my daughter. | Kızımı seviyorum. |
I like Turkish. | Türkçe’yi seviyorum. |
I like Paul. | Paul’u seviyorum. |
I like Ali. | Ali’yi seviyorum. |
I know İstanbul. (bil.mek) | İstanbul’u biliyorum. |
I am listening to İstanbul. | İstanbul'u dinliyorum. |
Mum is eating the banana. | Annem muzu yiyor. |
Mum is eating a banana. | Annem bir muz yiyor. |
There were hippies. | Hippiler vardı. |
There were hippies. (I've just heard about it only.) | Hippiler varmış. |
My bride was born in Istanbul. | Gelinim İstanbul’da doğdu. |
My bride was born in Istanbul. (I've just heard about it only.) | Gelinim İstanbul’da doğmuş. |
2 years ago, I used to go to restaurants. | 2 yıl önce, restorana giderdim. |
In the past, I used to play in the streets. | Eskiden, sokakta oynardım. |
I used to ride bike a lot. (to get on) | Eskiden bisiklete binerdim. |
I used to ride bike a lot. | Eskiden bisiklet sürerdim. (to ride) |
I attended a meeting. | Toplatıya katıldım. |
I used to attend a meeting. | Toplatıya katılırdım. |
In the past, I didn't use to use compouter. | Eskiden bilgisayar kullanmazdım. |
I didn't use to know about this song. | Bu şarkıyı bilmezdim. |
I didn't use to like Ali. | Eskiden Ali'yi sevmezdim. |
Speaker | Konuşmacı |
Sailor | Denizci |
Student | Öğrenci |
Politician | Politikacı |
Apple-pie | Elmalı Turta |
Little Red Riding Hood | Kırmızı Başlıklı Kız |
Chicken sandwich | Tavuklu sandviç |
Pizza with sausage | Sucuklu pizza |
Cheese pizza | Peynirli pizza |
In my opinion, this is easier. | Bence, bu daha kolay. |
I know some Spanish. | Biraz İspanyolca biliyorum. |
I know a little French. | Birazcık Fransızca biliyorum. |
I studied French for five years in school. | Okulda beş yıl Fransızca çalıştım. |
Anyway... | Neyse, |
Your husband is very lucky. | Kocan çok şanslı. |
I'm from California. | Ben Kaliforniya'lıyım. |
My husband is from Oregon. | Kocam Oregon'lu. |
There are dams in Portland. | Portland'da barajlar var. |
Sometimes | Bazen |
Sharks love cold water. | Köpek balıkları soğuk suyu seviyor. |