Mehmet Berat's English
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn Inglés From Turco
Learn Inglés From Turco
Practique preguntas conocidas
Manténgase al día con sus preguntas pendientes
Completa 5 preguntas para habilitar la práctica
Exámenes
Examen: pon a prueba tus habilidades
Pon a prueba tus habilidades en el modo de examen
Aprenda nuevas preguntas
Modo manual [beta]
El propietario del curso no ha habilitado el modo manual
Mehmet Berat's English - Marcador
Mehmet Berat's English - Detalles
Niveles:
Preguntas:
505 preguntas
🇹🇷 | 🇬🇧 |
Misafirlerimiz var. | We have guests. |
Annem iyi bir aşçı. | My mom is a good cook. |
Akrabalarımız | Our relatives |
Onlar bizim akrabalarımız. | They are our relatives. |
Kuzenimle oyun oynarım. | I play games with my cousin. |
Ben Mehmet Amca'yım. | I am Uncle Mehmet. |
Bütün öğretmenlerimi severim. | I like all my teachers. |
Dün sen ne yaptın? | What did you do yesterday? |
Anladın mı? | Did you understand? |
Birazcık | A little bit |
Şaka yapıyorum. | I'm kidding. |
Hamburgerimiz lezzetli değil. | Our hamburger is not delicious. |
Ama bizim kumrumuz nefis. | But our kumru is yummy. |
Kahvaltı hazırlıyorum. | I am prepareing breakfast. |
Bulaşıkları yıkamam. | I don't wash the dishes. |
Masayı ben kurarım. | I set the table. |
Futbol oynuyorum. Futbol oynamıyorum. | I am playing football. I am not playing football. |
Futbol oynarım. Futbol oynamam. | I play football. I don't play football. |
Futbol oynamam. Futbol oynamadım. | I don't play football. I didn't play football. |
Ankara'ya gidiyorum. Ankara'ya gidiyordum. | I am going to Ankara. I was going to Ankara. |
Ben bir kitap okuyorum. Kitap okuyordum. | I am reading a book. I was reading a book. |
Çiçek alıyorum. Çiçek alıyordum. | I am buying flowers. I was buying flowers. |
Ben çiçek almıyorum. Çiçek almıyordum. | I am not buying flowers. I was not buying flowers. |
Çiçek alman. Çiçek almadım. | I don't buy flowers. I didn't buy flowers. |
Çiçek alırım. Çiçek aldım. | I buy flowers. I bought flowers. |
Hava nasıl? | How is the weather? |
Birçok arkadaşım var. | I have many friends. |
Arkadaşlarımı severim. | I like my friends. |
Kuş istemem. | I don't want a bird. |
Evimi severim. | I like my house. |
Arabaya ihtiyacım yok. | I don't need a car. |
İki tablet isterim. | I want two tablets. |
İyiyim. | I am good. |
Hava güneşli. | The weather is sunny. |
Hava sıcak. | The weather is hot. |
Bilgisayarım yeni. | My computer is new. |
Babamı severim. | I like my father. |
Annemi severim. | I like my mother. |
Ben bir öğrenciyim | I am a student |
Ben erkek değilim. | I am not a boy. |
Ben kız değilim. | I am not a girl. |
Ben bir çocukum. | I am a boy. |
Ben bir kızım. | I am a girl. |
Bir fare var. Bu beyaz. | There is a mouse. It is white. |
Bir kapı var. Bu kahverengi. | There is a door. It is brown. |
Burada bir adam var. O yaşlı. | There is a man. He is old. |
Bir çocuk var. O genç. | There is a boy. He is young. |
Bir polis var. O havalı. | There is a policewoman. She is cool. |
Burada bir bilgisayar var. Bu siyah. | There is a computer. It is black. |
Bir kadın var. O bir doktor. | There is a woman. She is a doctor. |
Büyükanne genç değil. | Grandma is not young. |
Top sarı değil. Yeşil. | Ball is not yellow. It is green. |
Mutlu değilim. İmutsuzum. | I am not happy. I am sad. |
Büyükbabanız kim? | Who is your grandpa? |
Hazırız. | We are ready. |
Bir bilgisayara sahibim. | I have a computer. |
Tabletim pembe. | My tablet is pink. |
Bir Bilgisayar isterim. | I want a computer. |
Bisiklete sahip misin? | Do you have a bike? |
Yeni bir bilgisayar isterim. | I want a new computer. |
Bir bisiklete sahibim. | I have a bike. |
Eski bir bilgisayar istemem. | I don’t want an old computer. |
Bisikletimi severim. | I like my bike. |
Yeni bir bilgisayar istemem. | I don’t want a new computer. |
Bu bir kaplan. | This is a tiger. |
Mavi bir bilgisayar isterim. | I want a blue computer. |
Pembe bir bilgisayar isterim. | I want a pink computer. |
İzgi eski bir bilgisayar ister. | İzgi wants an old computer. |
Bilgisayarımı severim. | I like my computer. |
Bir ağaç var, uzun. | There is a tree, it is tall. |
Çilekler var, çilekler lezzetli. | There are strawberries, strawberries are delicious. |
Çiçekleri sevmez. | She doesn't like flowers. |
Annem çilek yer. | My mom eats strawberry. |
Yarın okula gideceğim. | I will go to school tomorrow. |
Bahçede bir kulübe vardır. | There is a shed in the garden. |
Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler | Snow white an the seven dwarfs |
Cüce balık tutuyor. | Dwarf is fishing. |
Bir çocuk büyükbabaya çiçek veriyor. | A boy is giving flowers to grandpa. |
Çimenlerin üzerinde uyurum. | I sleep on grass. |
Kuşlar doğada bir yuvada yaşarlar. | Birds live in a nest in the nature. |
Evde bir kafesimiz var. | We have a cage in the house. |
Kulübenin arkasında bir orman var. | There is a forest behind the shed. |
Bir gölde balık tutabilir misin? | Can you fish in a lake? |
Ne öğreneceğimi merak ediyorum | I wonder what will I learn |
Harf çizme alıştırması yaparım. | I practice drawing letters. |
Bu oyunu tekrar tekrar oynayacağım. | I will play this game ver and over. |
Kağıdıma bir resim çizerim. | I draw a picture on my paper. |
Her misketi sayıyorum. | I am counting each marble. |
Tekrar deneyin | Try again |
Anlamaya çalışır. | He tries figure it out. |
Okula dönmek için sabırsızlanıyorum. | I can't wait to come back school. |
Hava değiştiğinde hoşuma gider. | I like when the weather changes. |
Güneş parlaktır. | The sun is bright. |
Çok terlerim. | I sweat a lot. |
Su içmen gerekiyor. | You need to drink water. |
Her şey gri görünür. | Everything looks grey. |
Güneşi göremezsin. | You can't see the sun. |
Ben hala öğrenciyim. | I am still student. |
Biraz güneş kremi sür. | Put on some sunscreen |
Yağmur küçük su birikintileri yapar. | Rain makes little puddles. |