Kaan's Vocabulary
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn Inglés From Turco
Learn Inglés From Turco
Practique preguntas conocidas
Manténgase al día con sus preguntas pendientes
Completa 5 preguntas para habilitar la práctica
Exámenes
Examen: pon a prueba tus habilidades
Pon a prueba tus habilidades en el modo de examen
Aprenda nuevas preguntas
Modo manual [beta]
Seleccione sus propios tipos de preguntas y respuestas
Kaan's Vocabulary - Marcador
Kaan's Vocabulary - Detalles
Niveles:
Preguntas:
96 preguntas
🇹🇷 | 🇬🇧 |
Animatör | Animator |
Kitap bölümü | Book chapter |
Proje hazırlamak | To prepare a project |
Sunum yapmak | To deliver a presentation |
Bir işletmeyi çalıştırmak, bir işletmeyi yürütmek | To run a business |
Bir takımı desteklemek | To support a team |
Ceylan | Gazelle |
Teller | Wires |
Aramak | To look for |
Sözlükten vs. bakarak araştırmak | To look into |
Bir şeye bakmak | To look at something |
Birinin bakımını üstlenmek | To look after |
Sıkılmış bir adam | A bored man |
Sıkıcı bir film | A boring movie |
Öne çıkmak, göze çarpmak | To stand out |
Başarınız | Your success |
Onun yetenekleri | Her abilities |
Bir şeye dayalı olmak | To be based on something |
Hiçbir anlamı yok.. | There is no point in ... |
Birini tedavi etmek | To treat someone |
Göz ardı etmek | To ignore |
Babam hasta olmasaydı Bodrum'a giderdik. | If my dad hadn’t been sick, we would have gone to Bodrum. |
Ali, Veli'yi hapsetti. | Ali imprisoned Veli. |
Veli Ali tarafından hapsedildi. | Veli was imprisoned by Ali. |
Ali komşusunu öldürmeseydi, hapse atılmayacaktı. | If Ali hadn’t killed his neighbour, he wouldn’t have been imprisoned. |
Daha dikkatli olsaydın bu kazayı yapmazdın. | If you had been more careful, you wouldn’t have had this accident. |
Buradaki basamağa dikkat edin. | Mind the steps here |
Masajlar için uygun fiyatlar | Reasonable prices for massages |
Bol bol yer | Plenty of room |
Kafe müşterilerimiz arasında çok popüler. | The cafe’s very popular with our clients. |
Küçük bir ekstra ücret var. | There’s a small extra charge. |
Kaydolur kaydolmaz | As soon as you sign up |
Spor salonu B çok büyük. | Gym B is enormous. |
Bir sürü müşterimiz olmasına rağmen, | Although we have a lot of clients, |
Çoğu zaman rezervasyon yapmadan kullanabilirsiniz, | You can use it most of the time without booking, |
Günün belirli saatlerinde | Certain times of day |
Kendi markamız | Our own brand |
Destekleyici | Supplements |
Sunduğumuz ekstra dersler | The extra classes that we offer |
Topu olan çocuk | The boy with the ball |
Pota | Pot |
Komik | Funny |
Eğlenceli | Fun |
Şu günlerde | Nowadays |
Çevre | Surroundings |
Tombul | Chubby |
Sıra dışı bir yarış | An unusual race |
Şirket | Company |
Bir şeyi açıklamak | To explain something |
Tekne kullanma | Using a boat |
Folyo | Foil |
Yaklaşık 9 km | Around 9 km |
Yaklaşık on, on civarında | Around ten |
Birleştirmek | To combine |
Küresel finansal sorunlardan sonra | After global financial problems |
Online işlem | Online transaction |
Dijital para birimi | Digital currency |
Ne yazık ki | Sadly |
Ortaya çıkarmak, örtüsünü açmak | To unveil |
Tuna Nehri | The Danube River |
Macaristan | Hungary |
Kapüşonlu | Hoodie |
Mutlu olduğu için ... | As he is happy ... |
Güvenli ve tehlikeli | Safe and dangerous |
Tartışmak | Debate |
Akbaba | Vulture |
Ağzı açık çiğnemek | To chew with mouth open |
Dedikodu | Gossip |
Bitkileri sulamak | To water the plants |
5 dakika içinde | In 5 minutes |
Zorba | Bully |
Soluk | Pale |
En iyi dersim biyoloji. | My best lesson is biology. |
Kendimi arkadaşlarımla karşılaştırdığımda, Almancada iyiyimdir. | When I compare myself with my friends, I am good at German. |
Güney Kore ve Amerika'ya gideceğim. | I'm going to go to South Korea and the USA. |
Hayran grupları agresif. | Their fan groups are aggressive. |
Kore hakkında her şeyi biliyor. | She knows everything about Korea. |
Her yerde balkabağı var. | There are pumpkins everywhere. |
İnsanlar birbiriyle dalga geçiyor. | People are joking each other |
Seçkin kişiler sadece tatlı verir. | Eligible people give only sweets. |
Böyle bir festivale katılmak isterim. | I would like to attend such a festival. |
Diğer ülkeler hakkında yeni şeyler öğrenmek için video izlerim. | I watch videos to learn new things about other countries. |
Sadece uyuyordum ve ders çalışıyordum. | I were only sleeping and studying. |
Yeni şeyler öğrenmek için çok fazla kitap okumam. | I don't read books too much to learn new things. |
Uyandığımda, | When I wake up, |
Koştuğumda, | When I run, |
Ne (iş) yapıyorsun? | What do you do? |
Aile geleneği | Family tradition |
Yasalar gelecekte değişecek | The laws will change in the future |
Insanlar eğlence için spor yapacak | People will play sports for entertainment |
Ben gelecek konusunda iyimserim | I am optimistic about the future |
Internetin en önemli özelliği | The most important feature of the internet |
Sera | Greenhouse |
Gelincik çiçeği | Poppy flower |
Yarın okula gidebilirim. | I might go to school tomorrow. |