Buscar
Estás en modo de exploración. debe iniciar sesión para usar MEMORY

   Inicia sesión para empezar

Hakim's Vocabulary


🇬🇧  »  🇹🇷
Learn Turco From Inglés
Creado:
Hakim's Vocabulary


Public


0 / 5  (0 calificaciones)



» To start learning, click login

1 / 25

🇬🇧


God forbid!
🇹🇷


Allah korusun!

Practique preguntas conocidas

Manténgase al día con sus preguntas pendientes

Completa 5 preguntas para habilitar la práctica

Exámenes

Examen: pon a prueba tus habilidades

Pon a prueba tus habilidades en el modo de examen

Aprenda nuevas preguntas

Modos dinámicos

InteligenteMezcla inteligente de todos los modos

Modo manual [beta]

El propietario del curso no ha habilitado el modo manual
Modos específicos

Aprende con fichas
elección múltipleModo de elección múltiple

Hakim's Vocabulary - Marcador

0 usuarios han completado este curso. ¡sé el primero!

Ningún usuario ha jugado este curso todavía, sé el primero


Hakim's Vocabulary - Detalles

Niveles:

Preguntas:

127 preguntas
🇬🇧🇹🇷
God forbid!
Allah korusun!
I had a serious pain.
Ciddi bir ağrım vardı.
They can't diagnose.
Teşhis koyamıyorlar.
Most of the time, I have to sit.
Çoğu zaman, oturmak zorundayım.
I always have to sit.
Hep oturmak zorundayım.
My course starts at seve o'clock.
Kursum saat yedide başlıyor.
Because of my health problems ...
Sağlık sorunlarım yüzünden...
There is a gym here.
Burada bir spor salonu var.
I am in contact with hospitals here.
Burada hastanelerle temas halindeyim.
They are great institutions.
Onlar büyük kurumlardır.
Refrigerator - fridge
Buzdolabı - buzdolabı
Kitchen utensils
Mutfak gereçleri
Blockchain is about security.
Blockchain güvenlikle ilgilidir.
Blockchain is more secure.
Blok zinciri daha güvenlidir.
I want to secure my data.
Verilerimi güvence altına almak istiyorum.
I use an old computer.
Eski bir bilgisayar kullanıyorum.
I used an old computer.
Eski bir bilgisayar kullandım.
I used to use an old computer.
Eski bir bilgisayar kullanıyordum.
Responsibility
Sorumluluk
Swiss people do sports.
İsviçreli insanlar spor yaparlar.
Freedom of thought
Düşünce özgürlüğü
Nationality is not important.
Milliyet önemli değildir.
I am sorry for being late.
Geç kaldığım için üzgünüm.
The Middle Ages
Orta Çağ
Public transportation
Toplu taşıma
I went to the doctor to be examined.
Doktora muayene olmaya gittim.
They had some political motto.
Bazı siyasi sloganları vardı.
Ambassador
Büyükelçi
If the table of six wins the elections, ...
Altılı masa seçimleri kazanırsa, ...
They are pro-Turkish.
Onlar Türk yanlısı.
Traitor
Vatan haini
In the long run
Uzun vadede
They have to make an agreement with the European Union.
Avrupa Birliğiyle anlaşma yapmak zorundalar.
They confiscated the oil fields.
Petrol yataklarına el koydular.
Vitamin D deficiency
D vitamini eksikliği
I am always on my computer.
Her zaman bilgisayarımın başındayım.
People of Switzerland
İsviçre Halkı
For us
Bizim için.
There are lakes everywhere.
Her yerde göller var.
Ali has strong relationships with Europeans.
Ali'nin Avrupalılarla güçlü ilişkileri var.
Many people come to Europe as refugees.
Birçok insan Avrupa'ya mülteci olarak geliyor.
Our subscribers
Abonelerimiz
They had to make their living.
Hayatlarını kazanmak zorundaydılar.
In my free time
Boş zamanlarımda
City center - downtown
Şehir merkezi - şehir merkezi
Switzerland is a neutral country.
İsviçre tarafsız bir ülkedir.
Bike roads
Bisiklet yolları
Ten years ago, I converted to Islam.
On yıl önce İslama geçtim.
The election was held.
Seçim düzenlendi.
You can't ban things.
Bir şeyleri yasaklayamazsınız.
When I think on my own, ...
Kendi kendime düşündüğümde, ...
Sometimes my friend stay here overnight.
Bazen arkadaşım bir gecede burada kalır.
For the time being
Şu an için
School report
Okul raporu- karne
I am ashamed of my country.
Ülkemden utanıyorum.
Cigar
Puro
Religious festivals
Dini bayramlar
They don't think about death.
Ölümü düşünmezler.
Addiction - habit
Bağımlılık - alışkanlık
I am addicted to Turkish agenda.
Türk gündemine bağımlıyım.
Swedish - Swiss
İsveçli - İsviçreli
When I was preparing breakfast, he approached me.
Kahvaltıyı hazırlarken yanıma geldi.
So they can apply for asylum.
Böylece iltica başvurusunda bulunabiliriler.
You need to get equivalence for your diploma.
Diploman için denklik almalısın.
I am impatient.
Sabırsızım.
After 8 o'clock
Saat 8'den sonra
We had some doner at a restaurant ____ is close to the Congress Center.
Kongre Merkezine yakın olan bir restoranda biraz döner yedik. (which)
I have a friend ____ lives in Portugal.
Portekiz'de yaşayan bir arkadaşım var. (who)
Büşra, ____ is from Ankara, said me that she could fly.
Büşra, ki kendisi Ankaralıdır, bana uçabildiğini söyledi. (who)
In the park, I saw two people ______ were harming trees.
Parkta, ağaçlara zarar veren iki insan gördüm. (who)
I have a friend _____ has five eyes.
Beş gözü olan bir arkadaşım var. (who)
There are some students ___ don’t take notes.
Not almayan bazı öğrenciler var. (who)
The book ____ is on the table is very old.
Masanın üzerindeki kitap çok eski. (which)
There is a student ___ doESn’t take notes.
Not almayan bir öğrenci var. (who)
I don’t know the person ____ broke the fountain.
Fışkiyeyi kıran adamı bilmiyorum. (who)
I don’t know the policeman ____ helpED us in the park.
Parkta bize yardım eden adamı tanımıyorum. (who)
The policeman _____ helped us in the park died.
Parkta bize yardım eden polis öldü. (who)
They built a new park _____ we can play football.
İçerisinde futbol oynayabileceğimiz bir park yaptılar. (WHERE)
The policeman ____ helped us in the park is from Adana.
Bize parkta yardım eden polis Adanalı. (who)
The book ____ I am reading is very enjoyable.
Okuyor olduğum kitap çok eğlenceli. (which)
I don’t know the person ____ killED his neighbour.
Komşusunu öldüren adamı tanımıyorum. (who)
Can you pass me the book ____ is on the shelf.
Rafta olan kitabı bana uzatabilir misin? (who)
This is the cafe _____ we met my girl friend in the past.
Eskiden kız arkadaşımla buluştuğum kafe budur. (WHERE)
The woman _____ my son saw in the park yesterday was a witch.
Dün parkta gördüğüm kadın bir cadıydı. (who)
I saw a girl ____ was running.
Koşan bir kız gördüm. (who)
My daughter draw a cat ___ was jumping.
Kızım zıplayan bir kedi çizdi. (which)
The policeman ____ helped us in the park was a nice man.
Parkta bize yardım eden polis iyi bir insandı. (who)
There were a lot of words ____ I didn’t know.
Bilmediğim bir çok kelime vardı. (which)
The woman _____ I saw in the park yesterday was a witch.
Parkta dün gördüğüm kadın bir cadıydı. (who)
I would like to live in a village ____ is located by the sea.
Deniz kenarındaki bir köyde yaşamak isterdim. (which)
One of the students ____ name is Belgin is sick.
İsmi Belgin olan bir arkadaşımız hasta. (WHOSE)
In this book, there is a poem ____ belongs to me.
Bu kitapta, bana ait olan bir şiir var. (which)