Çelik Mustafa's English
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn Inglés From Turco
Learn Inglés From Turco
Practique preguntas conocidas
Manténgase al día con sus preguntas pendientes
Completa 5 preguntas para habilitar la práctica
Exámenes
Examen: pon a prueba tus habilidades
Pon a prueba tus habilidades en el modo de examen
Aprenda nuevas preguntas
Modo manual [beta]
El propietario del curso no ha habilitado el modo manual
Çelik Mustafa's English - Marcador
Çelik Mustafa's English - Detalles
Niveles:
Preguntas:
656 preguntas
🇹🇷 | 🇬🇧 |
Doktor akıllıdır. | The doctor is smart. |
Kitap okurum. | I read books. |
Boş zamanlarımda kitap okurum. | I read books in my free time. |
Hava nasıl? | How is the weather? |
Birçok arkadaşım var. | I have many friends. |
Arkadaşlarımı severim. | I like my friends. |
Kuş istemem. | I don't want a bird. |
Evimi severim. | I like my house. |
Arabaya ihtiyacım yok. | I don't need a car. |
İki tablet isterim. | I want two tablets. |
İyiyim. | I am good. |
Hava güneşli. | The weather is sunny. |
Hava sıcak. | The weather is hot. |
Bilgisayarım yeni. | My computer is new. |
Babamı severim. | I like my father. |
Annemi severim. | I like my mother. |
Ben bir öğrenciyim | I am a student |
Ben erkek değilim. | I am not a boy. |
Ben kız değilim. | I am not a girl. |
Ben bir çocukum. | I am a boy. |
Ben bir kızım. | I am a girl. |
Bir fare var. Bu beyaz. | There is a mouse. It is white. |
Bir kapı var. Bu kahverengi. | There is a door. It is brown. |
Burada bir adam var. O yaşlı. | There is a man. He is old. |
Bir çocuk var. O genç. | There is a boy. He is young. |
Bir polis var. O havalı. | There is a policewoman. She is cool. |
Burada bir bilgisayar var. Bu siyah. | There is a computer. It is black. |
Bir kadın var. O bir doktor. | There is a woman. She is a doctor. |
Büyükanne genç değil. | Grandma is not young. |
Top sarı değil. Yeşil. | Ball is not yellow. It is green. |
Mutlu değilim. İmutsuzum. | I am not happy. I am sad. |
Büyükbabanız kim? | Who is your grandpa? |
Hazırız. | We are ready. |
Bir bilgisayara sahibim. | I have a computer. |
Tabletim pembe. | My tablet is pink. |
Bir Bilgisayar isterim. | I want a computer. |
Bisiklete sahip misin? | Do you have a bike? |
Yeni bir bilgisayar isterim. | I want a new computer. |
Bir bisiklete sahibim. | I have a bike. |
Eski bir bilgisayar istemem. | I don’t want an old computer. |
Bisikletimi severim. | I like my bike. |
Yeni bir bilgisayar istemem. | I don’t want a new computer. |
Bu bir kaplan. | This is a tiger. |
Mavi bir bilgisayar isterim. | I want a blue computer. |
Pembe bir bilgisayar isterim. | I want a pink computer. |
İzgi eski bir bilgisayar ister. | İzgi wants an old computer. |
Bilgisayarımı severim. | I like my computer. |
Her gün kitap okurum. | I read books every day. |
Hamburger yerim. | I eat hamburger. |
Hamburger yemem. | I doN't eat hamburger. |
Bir mesaj yazarım. | I write a message. |
Ben İngilizce konuşurum. | I speak English. |
Elma satarım. | I sell apples. |
Elma satarız. | We sell apples. |
Ben muz satmam. | I don't sell bananas. |
Evler satarım. | I sell houses. |
Evimi satarım. | I sell my house. |
Yeni bir tablet satın alırım. | I buy a new tablet. |
Dondurma alırım. | I buy ice-cream. |
Çikolata alırım. | I buy chocolate. |
Her gün uyurum. | I sleep every day. |
Saat 9'da uyurum. | I sleep at 9 PM. |
Geç uyumam. | I don't sleep late. |
Sabah 8'de kalkarım. | I get up at 8 AM. |
Parkta koşarız. | We run in the park. |
Sokaklarda koşmayız. | We don't run in the streets. |
Her gün kız kardeşimle yürürüm. | I walk every day with my sister. |
Dişlerimi saat 9'da fırçalarım. | I brush my teeth at 9 AM. |
Kahvaltı yaparım. | I have breakfast. |
Öğle yemeğim var. | I have lunch. |
Saat 8'de akşam yemeği yerim. | I have dinner at 8 PM. |
Bilgisayar oyunları oynamayız. | We don't play computer games. |
Bilgisayar oyunları oynarız. | We play computer games. |
Her gün okula giderim. | I go to school every day. |
Her gün okuldan gelirim. | I come from school every day. |
Anneme yardım ederim. | I help my mother. |
Her gün yatağımı yaparım. | I make my bed every day. |
Salatayı yaparım. | I make the salad. |
Yüzebilirim. | I can swim. |
Uçamam. | I can't fly. |
İngilizce konuşabilirim. | I can speak English. |
Türkçe konuşabilirim. | I can speak Turkish. |
Yürüyebilirim. | I can walk. |
Arapça konuşamam. | I can't speak Arabic. |
Atlayamam. | I can't jump. |
Acı biber yiyebilirim. | I can eat chilly pepper. |
Kuşları görebiliyor musun? | Can you see the birds? |
Beni duyabiliyor musun? | Can you hear me? |
KUşları görebilirim. | I can see the birds. |
Kuşum uçamaz. | My bird can't fly. |
Arkadaşıma | To my friend |
Arkadaşım için | For my friend |
Arkadaşımdan | From my friend |
Arkadaşımla | With my friend |
Arkadaşlarım hakkında | About my friends |
Arkadaşlarım arasında | Between my friends |
Ali'ye | To Ali |
Ali için | For Ali |
Ali'den | From Ali |
Ali ile | With Ali |